Cetelem Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan ve aralarında Türkiye’nin de olduğu 8 Avrupa otomotiv pazarının mercek altına alındığı raporun bir yenisi TEB Cetelem tarafından açıklandı. 4830 kişinin katılımıyla hazırlanan ‘Avrupa’da Otomotiv Sektörünün Yükselişi için 5 Kaldıraç’ başlıklı rapor, Türkiye otomotiv sektörüne ilişkin de çarpıcı sonuçları ortaya koydu.
TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi’nin desteği ile hazırlanan ‘Avrupa’da Otomotiv Sektörünün Yükselişi için 5 Kaldıraç’ başlıklı raporunu açıkladı. 2012’den bu yana Türkiye’nin de yer aldığı rapor, 8 Avrupa ülkesinde toplam 4830 kişinin görüşüne başvurularak TNS Sofres tarafından hazırlandı.
Raporda ortaya konan sonuçlar doğrultusunda, Avrupa’da otomotiv sektörünün yükselişini sağlayacak ve yeniden sıçramaya olanak verecek beş temel unsur tespit edildi. Buna göre, otomobil fiyatlarının ve kullanım maliyetlerinin düşürülmesi, faydasız yenilikçilikten faydalı yenilikçiliğe geçiş, otomobili keyfi nedenlerle satın alan müşteri grubunun beklentilerinin de dikkate alınması, otomobil satış ağlarının yeniden gözden geçirilmesi ve yeni finansal yaklaşımlar Avrupa otomotiv sektörünün yeniden sıçramasını sağlayacak temel unsurlar olarak öne çıkıyor.
Maliyet düşürücü yenilikler tercih ediliyor
Rapor, eskiden otomobil satın alma kararında önemli etkisi bulunan gösterişe yönelik yeniliklere olan ilginin yerini maliyet düşürücü yeniliklerin aldığını ortaya koyuyor. Raporda, ‘gereksiz’ olarak nitelenen kimi yeniliklerin, yerini büyük bir hızla araç ekonomisinin aldığı ‘kaçınılmaz’ yeniliklere bıraktığı vurgulanıyor. Yani tüketiciler otomobilin satın alma fiyatını ve toplam maliyeti aşağıya çekecek faydalı yeniliklere artık daha fazla önem veriyor. Avrupa’da 2008 yılındaki ekonomik konjonktürün kılı kırk yaran yeni bir müşteri tipi ortaya çıkardığı ifade edilen raporda, bu yeni müşteri tipinin artık en fazla cazip fiyatlardan etkilendiği belirtiliyor.
Hesaplı ve tutumlu otomobile ilgi yüksek
Önümüzdeki dönemde asıl başarıyı daha hesaplı ve tutumlu otomobil üreten markaların elde edeceği tahmin ediliyor. Son yıllarda, düşük işletme masraflarından dolayı elektrikli ve diğer alternatif enerjili araçların da ilgi çektiği ve bu ilginin devam edeceği öngörülüyor. Otomobil alırken öne çıkan kriterler göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa ülkelerinde tüketicilerin yüzde 74’ünün fiyatına, yüzde 60’ının kullanma masraflarına, yüzde 53’ünün ise teknik özelliklerine ve güvenliğine baktığı görülüyor. Otomobil satın alırken öne çıkan dokuz kriter arasında otomobilin görüntüsüne göre karar verenlerin oranı ise yüzde 4 ile son sırada yer alıyor.
Türkiye’de 1000 kişiye 100 otomobil düşüyor
Rapora göre, Avrupa otomotiv sektörünün 2007 yılının son rakamlarına göre 2012 yılında 13,7 milyon adetlik satış rakamıyla yüzde 23 oranında küçülerek gerileme yaşadığı gözleniyor. 2011 yılı verilerine göre, İtalya 1000 kişi başına düşen 600’den fazla taşıt sayısıyla otomobil sahipliği oranı en yüksek ülkeyken, İngiltere’de 1000 kişiye 500 otomobil düşüyor. 1000 kişiye yaklaşık 100 otomobil düşen Türkiye ise yüksek büyüme potansiyeli ile dikkat çekiyor. Avrupa’daki doymuş pazarların aksine Türkiye’nin genç nüfusuyla her yıl büyüyen bir pazara sahip olduğunun altının çizildiği raporda, 2020 yılına gelindiğinde yaşlanmış bir Avrupa nüfusuna karşın Türkiye’nin sadece yüzde 10’unun 65 yaş ve üzerinde olacağı belirtiliyor. Bu avantajın da Türkiye’yi geleceğin pazarlarından biri olarak öne çıkardığı ifade ediliyor.
En çok ikinci el otomobil satın alan ülkeyiz
Satın alma alışkanlıkları incelenen sekiz Avrupa ülkesinde, tüketicilerin yüzde 67’sinin otomobilini bayiden aldığı görülüyor. Özel şahıslardan otomobil alımı ülkeler arasında farklılık gösterirken, Türkiye yüzde 34’lük oranıyla bu yolu en fazla tercih eden ülke oluyor. Otomobili görme ve deneme alışkanlığının yüksek olduğu Belçika, İspanya ve İtalya’daki kullanıcılar içinse bayiden otomobil satın alma neredeyse vazgeçilmez bir yöntem. Özel şahıslardan otomobil alma alışkanlığının yaygın olduğu ülkemizde, tüketicilerin %95’inin deneme sürüşü yapmadan satın alma işlemi gerçekleştirdiği belirtiliyor.
Avrupalı pazarlıkla yüzde 11, Türkler yüzde 8 indirim alıyor
Avrupalı müşterilerin artık pazarlık yapmaktan çekinmediğine, daha cazip fiyatlı araç satın alabilmek için yüzlerce kilometre yol yapmayı göze aldığına dikkat çekilirken, Türkiye‘de firmaların yaptığı indirim ve promosyonlara otomobilin fiyatından daha fazla önem veriliyor ve pazarlık yapılıyor. Buna rağmen, Avrupalı pazarlık ettiğinde ortalama yüzde 11 indirim alırken, Türkler ancak yüzde 8 indirim alabiliyor.
Karar veriyoruz ama bir türlü satın alamıyoruz
Araştırmaya göre, otomobil satın almaya karar verme ve satın alma arasında geçen en uzun süre 13,1 hafta ile Türkiye’de. Belçikalılar 6,7 hafta ile satın alma kararını en kısa sürede uygulamaya geçiren ülke olurken, Türkiye kendisine en yakın ülke olan İtalya (10,5) ve İspanya’ya (10,4) dahi fark atmış durumda. Avrupa ortalaması ise 9,6 hafta. Türkiye’de tüketiciler, otomobil satın almadan önce en çok internetten araştırma yapıyor. Araştırma için markaların internet siteleri, forumlar ve bloglar ön plana çıkıyor.
Almanlar otomobillerini kendileri tamir ediyor
Avrupalı tüketicilerin yüzde 42’si otomobil bakım ve onarım işini bağımsız bir tamirhaneye veriyor. Türkiye’de otomobil tamiri için servis dışında çözüm arayan, tamiri kendisi yapanların oranı yüzde 11 iken, Almanya’da bu oranın yüzde 91 olması dikkat çekiyor. Araştırma sonuçlarına göre, otomobil bakım ve onarımı için Türk tüketicisi firmalardan özel ilgi bekliyor. Türk tüketicilerin yüzde 91’i otomobilinin bakım ve onarımı için evinden veya işyerinden alınıp tekrar geri bırakılmasını talep ediyor.
Daha sık otomobil değiştiriyoruz
Otomobil değiştirme sıklığına bakıldığında ise, Türkiye‘de tüketicilerin yüzde 19’u keyfi için, yüzde 20’si ise daha iyi bir fırsat için otomobilini değiştiriyor. Avrupalı tüketicilerin yüzde 45’i otomobilini zorunlu olduğu durumlarda değiştirirken, Türkiye’de bu oranın yüzde 28 olduğu ifade ediliyor.
Raporun otomotiv sektörünün mevcut durumunu analiz eden önemli veriler içerdiğine dikkat çeken TEB Cetelem Genel Müdürü Paul Milcent, “Avrupa ülkelerini kapsayan bu detaylı araştırma raporu sadece sektörün mevcut durumunu gözler önüne sermekle kalmıyor, sektörün ileriye dönük kararları için de önemli ipuçları içeriyor. Raporun otomotiv sektörünün tüm paydaşları açısından oldukça faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.