Türkiye, dünyanın en büyük çelik ihracatçıları arasında 10’uncu sırada yer alıyor. Dinamik yapısıyla 200 ülkeye ihracat gerçekleştiren sektör, dünyanın dört bir yanındaki referans projelere Türk çeliğinin imzasını atıyor. Türk çelik ihracatının artırılması amacıyla çalışmalar yürüten Çelik İhracatçıları Birliği, bir yandan potansiyel pazarları araştırırken diğer yandan mevcut pazarlardaki fırsatları da ortaya koyuyor. Yapılan analizlerde Orta Avrupa’ya yapılan çelik ihracatının çok düşük seviyelerde olduğunun ortaya çıkması üzerine Avusturya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’dan oluşan “Avrupa 5’lisini” mercek altına aldı. İlk olarak yüksek maliyetli lojistik sorununu çözmeyi hedefleyen ve bunun için “Avrupa’ya Demiryolu ile İhracat Konferansı” düzenleyen ÇİB, önümüzdeki dönemde bu ülkelere yönelik URGE kapsamında ticaret heyetleri de gerçekleştirmeyi planlıyor.
Çelik sektörünün Avrupa Birliği ülkelerine yaptığı ihracatta; Avusturya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya son sıralarda yer alıyor. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre 2015 yılında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yaptığı 2,8 milyon ton seviyesindeki ihracattan Polonya yüzde 1,6; Avusturya yüzde 0,9; Macaristan yüzde 0,4, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya ise yüzde 0,3 pay aldı. 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde de tablo değişmedi ve bu ülkelerin payları şu şekilde sıralandı: Polonya yüzde 1,5; Avusturya ve Çek Cumhuriyeti yüzde 0,5; Slovakya yüzde 0,3 ve Macaristan yüzde 0,2. Çelik sektörü buna karşılık Birleşik Krallık, Romanya, İtalya, İspanya gibi diğer Avrupa ülkelerine ihracatta başarılı bir performans ortaya koyuyor.
Avrupa 5’lisine çelik ihracatındaki seviyelerin bu denli düşük olmasının nedenleri araştırıldığında sorunun, ihracatı olumsuz etkileyen lojistik maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklandığı anlaşıldı. Böylece alternatif yolların ortaya konulması amacıyla çalışma başlatıldı. Çelik İhracatçıları Birliği, ilk olarak demiryolu ile ihracatın avantajlarının değerlendirilmesi amacıyla Avusturya Devlet Demir Yolları’nın sahip olduğu Avrupa’nın en büyük yük taşıma şirketi Rail Cargo ile işbirliğine gitti. Çelik sektöründen ihracatçı firmaların katılımıyla düzenlenen “Avrupa’ya Demiryolu ile İhracat Konferansı” ile ihracatçıları dinleyen ÇİB, firmaların Rail Cargo’nun sunduğu hizmetleri daha yakından tanımalarını sağladı.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, Avusturya Ticaret Ataşesi Georg Karabaczek ve Rail Cargo Logistics Türkiye Genel Müdürü Murat Hürmen’in konuşmaları ile başlayan konferansta yapılan sunumlar ile Orta Avrupa’ya ulaşımda demiryolunun sunduğu avantajlar ve farklı rotalar ortaya konuldu. Konferansın en ilgi çeken çıktılarından biri ise Rail Cargo’nun Viyana’da hayata geçirdiği terminal depo oldu. Avusturya’nın diğer ülkelere ulaşmak açısından önemli bir merkez olduğu vurgulandı. Deponun, vergi konusu da dahil olmak üzere önemli avantajları olduğunu belirten Rail Cargo’nun Avusturyalı uzmanları, Türkiye’den blok trenle Viyana’daki depoya gönderilecek ürünlerin buradan hedef ülkelere satışının ihracatçının maliyetlerini ciddi oranda düşüreceğini vurguladılar.
Uzmanlar, Türkiye’den Orta Avrupa’ya ihracatta tercih edilebilecek taşıma yöntemlerinin Demiryolu başta olmak üzere Demiryolu ile kombine edilecek Denizyolu, Nehir Taşımacılığı ve Karayolu olduğunu belirtti. Bu alternatif taşıma yöntemleri ile İstanbul, İzmir, Batı Karadeniz, Hatay-Mersin ve Gebze’den alınacak yüklerin doğrudan Avrupalı ithalatçıların depolarına ve/ya Rail Cargo’nun Viyana’daki ana deposuna veya Avrupa’nın çeşitli şehirlerindeki depolarına ulaştırılmasında alternatif rotalar ve maliyet tahminleri katılımcılarla paylaşıldı.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, Türk çelik sektörünün Avrupa’daki başarısına karşılık Avusturya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın çelik ithalatından aldıkları payın çok düşük olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çelik sektörümüz geçtiğimiz yıl Polonya ve Macaristan’ın çelik ithalatından yüzde 0,4; Slovakya’dan yüzde 0,3; Avusturya’dan yüzde 0,2 ve Çek Cumhuriyeti’nden yüzde 0,1 pay aldı. Rusya ve Ukrayna’nın etkin olduğu bu bölgelerde Türkiye de mutlaka hak ettiği payı almalı. Üyelerimizin bu bölgeye olan ihracatlarını kolaylaştırmayı, ihracatlarını artırmalarını, ihraç edemedikleri ürünlerde pay sahibi olmalarını ve bu bölgelere ihracatlarının sürdürülebilir olmasını hedefliyoruz. Yüksek lojistik maliyetlerinin ihracatımızı olumsuz etkilemesinden hareketle ilk adımı Avusturya devlet şirketi Rail Cargo işbirliği ile yaptığımız konferansla attık. Üye şirketlerimiz ile bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Viyana’daki terminal deponun avantajlarını yakından izlemek amacıyla Birlik olarak girişimlerde bulunma konusunu değerlendireceğiz. Ayrıca rakip ülkeler karşısında sahip olduğumuz dezavantajlarımızı gidermek için farklı yöntemler geliştireceğiz. Örneğin ithalatçılarımızın ihtiyaçları olan ürünleri kendilerine en yakın yerden temin edebilmeleri için çözümler üreteceğiz. Böylece söz konusu pazarlarda varlığımızı sürdürülebilir hale getireceğiz” dedi.
Avrupa’ya olan ihracatlarını artırmaya odaklandıklarını dile getiren Namık Ekinci, “Avrupa’ya olan ihracatımızı potansiyeline ulaştırmayı hedeflemekteyiz. Bu hedefe destek olması amacıyla da 2016 yılı içerisinde Orta Avrupa bölgesine ticaret heyeti ve alım heyeti organizasyonları düzenlemeyi planlıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
