Uğur Okulları, Ankara’da 2. Kampüsüne hazırlanıyor. Genel Müdür Yücel Yücel ile Ankara yatırımlarını, startup ve girişimciliğe bakış açılarını konuştuk. Yücel, 49. Yılını kutlayan Uğur markası olarak 50. Yılda Türkiye’de 50 kampüse sahip olmak istediklerini aktardı.
Batıkent kampüs yatırımınızdan bahsedebilir misiniz?
Ankara’daki 2. Yatırımımız Batıkent kampüsümüz, Yaşamkent kampüsümüzden daha büyük olacak. 30 milyon TL civarında bir yatırım ile gerçekleşiyor. Çift vardiya yoğun şekilde çalışıyoruz ve bu sene Haziran başında tamamlamayı hedefliyoruz. Batıkent’te ilk yıl en az 80 kişi istihdam etmeyi hedefliyoruz. Yaşamkent’te kayıtları Mart’ta almaya başlamıştık. Batıkent’te ise Şubat’tan kayıtlarımız dolmaya başladı.
Yaşamkent’te hedeflediğimiz rakamın yüzde 20 üzerinde çıktık. Bu da istihdama yansıdı. Temizlik, güvenlik, servis, yemek gibi dışarıdan aldığımız hizmetler haricinde 110 civarında kendi çalışanımız var. Ankara’da kampüs sayımızın 5 olmasını hedefliyoruz. Eryaman, Keçiören, Akyurt / Pursaklar ‘ı düşünüyoruz.
Sanal gerçeklik ile ilgili çalışmalarınız ne durumda?
Bahçeşehir Üniversitemiz ile beraber Uğur Okulları’nda şu anda sanal gerçeklik ile bazı derslerin bazı bölümlerini çocuklara bu teknoloji ile öğretme çalışmamız var. Sözel derslerle ilgili Nisan-Mayıs ayında tamamlanmasını beklediğimiz bir hazırlığımız mevcut. Yurtdışında eğitimin içinde kullanılan bir içerik yok. Yine yurtdışında görüştüğümüz bir firma 1.5 yıllık süreç planladı. Fakat bunun uygun olmadığını düşünerek kendi üniversitemizin iletişim fakültesinde bulunan sanal gerçeklik laboratuvarında içerik üretmeye başladık. Özellikle İngilizce içerikte VR nasıl kullanabiliriz diye araştırıyoruz. Sınıfa giren öğrenci VR gözlük ile gördüğü nesneleri, objeleri İngilizce öğrenecek. Ayrıca, sanal olarak karşılıklı konuşmayı sağlamak istiyoruz. Türkçe konuşan bir öğrencinin cümlelerinin İngilizce’ye ve İngilizce’den Türkçe’ye anında bu teknoloji ile çevrilmesi değer katacak.
Yeni müfredata nasıl bakıyorsunuz?
Bilgi teknoloji öğretmenlerimiz aracılığıyla teknolojiyi iç içe yakından kullanmaya çalışıyoruz. Hayalimdeki okul konsepti ile hayata geçen okul konseptini müfredat sınırlıyor. Ancak şu var ki, yeni müfredatta bazı şeyler aşılıyor gibi gözüküyor. Daha özgürlükçü yaklaşımlar sunma anlamında çok umutluyuz.
15 Temmuz süreci yaşadık. Bir ülkenin eğitim ile kaderinin nasıl değişebileceğini gördük. Biz buradan dersler çıkardık. Eğitim işini sadece devlete bırakmamak gerektiğini düşünüyoruz. Taşın altına elimizi sokmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bizim gibi kurumlar tüm Türkiye’ye yayılmalı. Sistemden çıkan okulların yerine bizim gibi okullar boşluğu dolduramazsa yine başka bir cemaat sisteme girmeye çalışabilir. Bu anlamda devlet de bizi destekliyor, önümüzü açmak istiyor.
Son dönemde öne çıkan startuplara ve girişimciliğe bakış açınız?
Bahçeşehir Üniversitesi ‘nde Start-up Merkezimiz var. Çalışan 2 şirket ile Uğur Okulları olarak biz de görüşüyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri tüm Uğur Okulları ‘na MentorumU hizmeti ile mentörlük verecek. Kuracağımız bir platformda öğrencilerimizin sorularına cevap verecekler. Ayrıca, startupa hazırlık noktasında İzmir’de bir okulumuzun içinde çocuklarımıza şirket kurduruyoruz. Bu şirket aracılığı ile lise düzeyinde iş hayatının kenarından, köşesinden bilgi almak istiyoruz. Kurulan bu şirketler yapacağımız bir girişimcilik yarışmasına katılacak ve en başarılı bulduklarımızı ödüllendireceğiz.