Latanya Ankara Oteli Genel Müdürü Emre Demirci, turizm ile ilgili bir makale yayınladı:
“Ülke olarak zaman zaman zor süreçlerden geçtiğimiz doğrudur. Bu süreç te en azından ülke olarak, birer birey olarak birlik, beraberlik içinde olursak zorlukların üstesinden daha rahat geliriz. Uyumlu harekete, siyasi ve milli akorda, birbirimizi anlamaya, dinlemeye ihtiyacımız var. Hal böyle iken, eski alışkanlıklara dönmek ve fırsatlardan yararlanmaya çalışmak ortalığı daha da karıştırır ve sorunların çözümünü zora sokar. Önceliğimiz millet olarak birliğimizi sağlamaksa bunun çözümü önce kendimizi bu konuda eğitmeliyiz. Voltaire nin de söylediği gibi “Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.”
Zaten elimizde mevcut olanın ürünün pazarlama taktikleri, sunumu, anlatımı ne kadar iyi olursa mevcut olan ürüne değer katmasını sağlar. Günümüzde bu yöntemlerin uygulanmasında en büyük etkilerinden bir tanesi de internet. Sanal dünyanın gücünü kullanarak sosyal platformda varlığın daha fazla hissedilmesine ve tekrar etme yöntemi ile markanın akılda kalıcılığı sağlanmış oluyor. Markanın bilinirliği ve değer görmesi o ürünün arz eden kişilerin çoğalması yani daha fazla talep edilmesinden geçiyorsa bunu başarmak gerekir. Değişen teknolojiye ayak uydurmak gerekiyor. Bu yöntem Turizm için de böyle değil mi? Bazı ülkelerin Turist sayısı ve ekonomiye katkıları azımsanmayacak kadar çok.
Dünya da Turizm gelirinden büyük pay alan ülkelerin evet sundukları ürünler çok iyi olsa bile bundan daha önemlisi sahip olduklarına marka değeri katmaları ve daha fazla talep edilmesini sağlamak. Belki de çoğu insanın tatil rotasında tercih etmediği birçok nokta daha keyifli anılar bırakabilecekken haberdar olunmadığından geçmişlerine güzel bir anı bırakamıyorlar. Düşünsenize koca bir yıl çalışıyorsunuz ve sadece kısa bir zaman ve belli bir bütçe ile tatilinizi yapmak zorundasınız. Çalışılan zaman ne kadar çok ise tatil yapılan zaman maalesef o kadar az. 365 günün kaç günü sanki tatil yapabiliyoruz. Bunun için bu kısa ve çok fazla anı biriktirilen bu süreyi en şekilde geçirmek istiyoruz. Tatil planlarını yaparken ve uygularken tanıdığımız kişilerin geri bildirimleri bu konuda çok etkili. Hangi ülke de hangi konaklama yerinde tatillerini geçirdikleri hakkında herkes sohbet esnasında bu deneyimlerini başkaları ile paylaşıyor. İşte işin sırrı elimizde bulunan ürüne marka değeri katmak. Marka değeri katılan ürünün pazarlaması da bir o kadar kolay oluyor. Bunu başaran ülkeleri alkışlıyorum. Neden peki biz zaten muhteşem olan bu güzel ülkemizde bunu tam olarak başarmayalım. Türk turizminin daha da artmaması içten bile değil. Tarihi ile, havası ile, çok kaliteli ve farklı konaklama yerleri ile ve en önemlisi içten, samimi Türk misafirperverliği ile bu ülke hak ettiği değeri zaman içinde daha da artarak alacağına eminim. Güzel düşünelim ve çok çalışalım. Haydi güzel ülkem el ele verme zamanı.
Emre Demirci
