T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu Himayesinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile, Vodafone Fikir Çarkı ana sponsorluğun da, ANGİKAD Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği (ANGİKAD) ve Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) destekleri ile HHB Expo Fuar şirketi tarafınca düzenlenen, “Uluslararası Girişimcilik Zirvesi ve Fuarı Ankara ATO Congresium Kongre Sergi Sarayı’nda son gününde de katılımcılar yoğun ilgi gösterdi. Personel Trainer Şeyda Coşkun zirvenin en dikkat çekici isimlerinden oldu. Genç yaşlı pek çok katılımcının doldurduğu salonda gelen sorular eşliğinde çok keyifli anlar yaşandı. Konuşmasında özellikle okullarla ilgili çalışma yapmak istediğini belirten Coşkun; “makarna ve pilavla beslenen nesil yetiştirmemeliyiz” vurgusu yaptı…
27-28 Kasım 2015 tarihlerinde Global Girişimcilik Haftası Etkinlikleri kapsamında; ilki gerçekleşen ISEF2015 “Uluslararası Girişimcilik Zirvesi ve Fuarı” na ilgi büyüktü. Fuarla eş zamanlı düzenlenen konferanslarda son gün Personel Trainer Şeyda Coşkun’un katılımı yoğun ilgi topladı. Öncelikle kendi hayatından örneklerle yola çıkarak Türkiye’de başlattığı sağlıklı yaşam tarzını anlatan Coşkun; Üniversitede kendi tercihini yaparak beden eğitimine yönelmesinin sevdiği işi yapmasına vesile olduğunu, her gittiği yerde yürüyüş için kendine zemin hazırladığını, yürüyüşü bir yaşam tarzı haline getirdiğini dile getirdi.
Personel Trainer Şeyda Coşkun; ‘’Çalışmayı çok seven bir insanım. Dedim ki öyle bir işim olsun ki tatil yapma isteği hiç içimden gelmesin, işimle yaşayayım ve öyle de oldu. Amerika’ da katıldığım bir seminerde insanlara nasıl spor yapacaklarını anlatıyorlardı ve insanlara spor yaptıran kişi ile ne yemesi gerektiğini söyleyen kişiler ayrıydı. Ben bu kişilerin aynı kişi olması gerektiğini düşündüm. Çünkü size spor yaptırarak kaç kalori yakmanız gerektiğini belirleyen kişi size ne yiyeceğinizi de söylerse bu daha sağlıklı bir yaklaşım olur diye düşündüm ve buna inandım. Kendi sistemimi oturtarak, kişileri gözlemleyerek bu sistemi geliştirdim” dedi.
BENİ BAŞARIYA ULAŞTIRAN ÜNLÜLER DEĞİL !
Başarının gelmesi için çok çalışmak gerektiğini vurgulayan Şeyda Coşkun; “Teşebbüsün önemli olduğunu ,teşebbüs olmadan tesadüflerin olmadığını gördüm. Yaptığınız işe inanmanız gerekiyor. İnsanların kilosunu verdirmekle iş bitmiyor, onların hikayeleri var, her hikayenin içine giriyorsunuz. Dışardan görülen bir ünlü potansiyeli var ama aslında bunun tabanında yatan ve benim inmek istediğim gerçekten bana ihtiyacı olan bir kitle var. Beni aslında başarıya ulaştıran bu kitle. Örneğin; bir üniversite öğrencisi var. 160 kilo ve 5ay içinde 65 kilosu gittikten sonra kişiliğine olan duruşu değişti. İşte işin farklı bir boyutuna geliyorum; duygusal beslenme boyutu. Bu da beni daha ileriye yöneltiyor” şeklinde konuştu.
MAKARNA VE PİLAVLA BÜYÜYEN NESİL YETİŞMEMELİ!
En büyük halinin büyük bir mutfak olduğunu dile getiren Coşkun hayalinin neredeyse gerçekleştiğini 500 metrekare bir mutfak yaptığının müjdesini verdi. İkinci hayalim çocuklarımızın beslenme hayatını değiştirmek. Okullara el atmak istiyorum. Makarna ve pilavla büyüyen bir nesil yetiştirmek istemiyorum. Buğdayın mucize enerjisine inanıyorum.’’
TÜSİAV(Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı) Başkanı Veli Sarıtoprak moderatörlüğünde günün ikinci oturumu “Girişimcilikte Başarıya Giden Yol” oturumu oldu. Oturumda Ankara Üniversitesi Teknokent Yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Emin Candansayar, Hacettepe Üniversitesi Teknokent Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, World Ticari Mülk Kurucusu Cem Ufuk, Oğuzlar Hukuk Bürosu Avukatı İlker Oğuzlar, Kırmızı Patent Genel Müdürü Fatma Karaoğlu Özyurt, Seda Yekeler Grup Kurucusu Seda Yekeler konuşmalarıyla katılımcılarla birlikte oldular.
AŞK BURUNDA BAŞLAR
Fuarın kapanışı ise Aile Terapisti Dr. Gökçen Erdoğan’ın ‘’Kadın, Erkek ve Aşk Söyleşisi Trio Müzik ve Tango’’ gösterisi ile gerçekleşti. Aşkın tanımını yapan Erdoğan; aşkın ömrü altı ayda biter, tutku, bağlılık ve alışkanlık kavramları ise sadece aşkın ömrün uzatır. Aşk yürekte değil burunda başlar. Feromon denen hormonlar burundan alınan bir salgı sayesinde kişinin kendisinin taşıdığı genden farklı bir gene aşık olmasını sağlar. Böylece aşık oluruz. Ama aşk aşkı çeker, sevgi sevgiyi çeker önce kendine aşık ol, önce kendini sev.’’ diyerek kişinin önce kendisine aşık olması, kendini sevmesi gerektiğini ancak o zaman diğer kişilere, durumlara karşı doğru duygular hissedeceğimizi söyledi.