Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ticaret Bakanlığı Uluslararası Ticaret İdaresi (ITA) tarafından, Türkiye, Hindistan, Kore, Tayvan, Ukrayna ve Vietnam Filipinler ve Tayland menşeli “Petrol Boruları – OCTG- ithalatına karşı bir anti-damping (AD) ve Türkiye, Hindistan aleyhine bir telafi edici vergi (CVD) soruşturması yürütülmekteydi.
İlgili davanın 11 Temmuz 2014 tarihinde ABD Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan ilk açıklamasına göre; Anti-damping marj oranları, Borusan için yüzde 0, Çayırova-Yücel Boru için yüzde 35,86 ve diğerleri için yüzde 35,86 olarak hesaplanmıştı. Telafi edici vergi oranları ise Borusan firması için yüzde 15,89, Tosçelik firması için yüzde 2,53 oranlarında olup Türkiye’den diğer firmalar için ise yüzde 9,21 olarak hesaplanmıştı.
ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu (USITC) 22 Ağustos 2014 tarihinde yaptığı oylama ile Türkiye, Hindistan, Kore, Tayvan, Ukrayna ve Vietnam’dan yapılan dampingli ve teşvikli olduğu iddia edilen ithalatın ABD’li yerli üreticilere zarar verdiğine hükmederek bahsi geçen oranları onayladığını açıkladı.
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, ABD’nin aldığı bu kararın mesnetsiz olduğunu söyledi.Ekinci; “Bu tamamen dünyanın en büyük serbest pazarı olan ABD’nin asılsız gerekçelerle korunma duvarlarını yükseltmesi meselesidir. Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi olmadığı gerekçesiyle bu kararı almışlardır. Bu mesnetsiz bir karardır. Aslı yoktur. Buraya gelip, serbest piyasa ekonomisinin uygulanmadığı yönündeki iddialarına ilişkin araştırma yapmaları gerekirdi ancak bunu da yapmadılar. Hâlbuki Avrupa Birliği, Çin’e açtığı dava kapsamında Türkiye’yi ‘serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülke olarak’ iç piyasa fiyatları açısından emsal göstermek istemektedir. Türkiye ürettiği 10 milyon ton yassının haricinde; önünde hiçbir engel olmadan çelik ithalatının yüzde 44’üne tekabül eden 7 milyon tondan fazla da yassı ithal etmektedir. Bu da Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi olduğunu gösteren önemli bir kanıttır” dedi.
Namık Ekinci açıklamasının devamında; “ABD’nin bu kararı üçüncü dünya ülkelerinde görülecek nitelikte alınmış bir karardır. Şirketlerimiz bu karar ile ilgili itirazlarını ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’ne yapacaktır. Sonucun lehimize çıkacağına da eminiz. ABD çelik üreticileri bu davayı 150 kadar kongre üyesi ile karar mercileri üzerinde baskı oluşturarak süreci politize etmişler ve kararın adil bir şekilde alınmasını engellemişlerdir. ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’ne açacağımız davanın bir iki sene süreceğini ABD’li yerli üreticiler de gayet iyi bilmektedir. Sonuç olarak bu süre içinde kendileri hedefledikleri ancak hak etmedikleri yüksek karlılık miktarlarına ulaşacaklardır” diye belirtti.