Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), geçen yıl açıkladığı Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türkiye? Raporunun 2.cildini tamamladı. “Orta Gelir Tuzağından Çıkış: Hangi Türkiye? Bölgesel Kalkınma ve İkili Tuzaktan Çıkış Stratejileri” başlığı ile hazırlanan raporda; yüksek gelire ulaşma yolunda olan orta gelir tuzağından çıkış hedefleyen “orta/yüksek gelirli Türkiye” ile yoksulluk tuzağından çıkış ve ivmelenme arayışı içinde bulunan “Yoksul Türkiye”nin kalkınma stratejileri incelendi.
TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, orta gelir tuzağından kurtulmak isteyen Türkiye’nin 3 yeni İstanbul’a ihtiyaç duyduğunu söyledi. Onatça, “Türkiye’nin doğuda, güneyde ve kuzeyde 3 İstanbul’a ihtiyacı var. Zengin kentler, etkileşimleriyle komşu kentleri de büyütüyor. Yeni oluşturulacak bu metropollerin altyapı çalışmalarına hız vermeliyiz” dedi. Onatça, bölgesel kalkınma bankaları kurulmasını da önerdi.
TÜRKONFED, Türk ekonomisinin hak ettiği yerde, sürdürülebilir bir büyüme içinde olması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek, akademik çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin uzun vadede, ‘orta gelir tuzağına’ sıkışmaması için geçen yıl ilkini açıkladığı Orta Gelir Tuzağı Raporu’nun 2. Cildini 1 yıl süren araştırmalar sonucunda hazırladı. “Orta Gelir Tuzağı’ndan Çıkış: Hangi Türkiye? Bölgesel Kalkınma ve İkili Tuzaktan Çıkış Stratejileri” başlığında hazırlanan rapor 13 Kasım Çarşamba günü TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça moderatörlüğünde düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda Türkiye’yi zengin ülkeler statüsüne taşıyacak tespitler ele alındı.
2012 yılında ilki açıklanan rapor Türkiye’nin gerçeklerini sektörel ve bölgesel dinamikleri ile farklı açılardan tartışmaya açarak; bölgesel farklılıklar nedeniyle 6 bölgenin orta-gelir tuzağı riski dışında kalmayı başardığı; 12 bölgenin bu risk ile karşı karşıya kaldığı, 8 bölgenin ise orta-gelir tuzağında olduğu ortaya koymuştu. Yıl boyunca kalkınma ajansları, federasyonlar ve akademisyenlerle düzenlenen toplantılar sonucunda bilimin ışığında akademisyenler raporun 2.cildi hazırladı.
Raporla ilgili görüşlerini bildiren TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça ‘ Orta Gelir Tuzağından nasıl çıkabileceğimiz ile ilgili doyurucu bir yanıt verebilmek için bir yıl boyunca yoğun bir çaba içerisine girdik. TÜRKONFED, sadece akademik bir çalışmayı desteklemekle kalmadı. Bu çalışmaya federasyonlarımız katkı sundu. Bölgelerde iş dünyası temsilcileri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve akademisyenlerle çalıştaylar gerçekleştirdik. Bu sonuçları TÜRKONFED olarak Kalkınma Ajanslarından aldığımız bilgilerle destekledik. Değerli akademisyenlerimiz Prof. Dr. Erinç Yeldan, Kamil Taşçı, Doç. Dr. Ebru Voyvoda ve Mehmet Emin Özsan bilimsel çalışmalarını yaptılar. Bunların sonucunda çok önemli tespitler ortaya çıktı. Henüz dünyanın da yen keşfettiği, bir milenyum hedefi olan çalışmayı paylaşmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz ’ dedi.
ZENGİN TÜRKİYE, YOKSUL TÜRKİYE
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Yeldan ve ekibinin hazırladığı, Türkiye’yi zengin ve yoksul olarak iki parçada tanımlayan raporun detaylarıyla ilgili bilgi veren Onatça, “Bugün zengin Türkiye’de vatandaşlarımız, Portekiz’in yaşam standartlarına sahip. Yoksul Türkiye’deki vatandaşlarımız da Ermenistan’ın yaşam standartlarında hayatlarını sürdürüyor. 2025 yılına geldiğimizde zengin Türkiye, İtalya’nın bugünkü yaşam koşullarına ulaşacak, yoksul Türkiye ise Çin olacak. Önerilerimiz hayata geçirilirse 2025 yılında zengin Türkiye, İngiltere düzeyine, yoksul Türkiye ise Sırbistan düzeyine ulaşacak” diye konuştu.
SOSYAL YAPI DA GÜÇLENMELİ
Bölgesel gelişmişlik farklılıklarını kabul edilebilir oranlara düşürmeyen Türkiye’nin, orta gelir tuzağından çıkamayacağını anlatan Onatça, hükümeti teşvikler konusunda bonkör bulduklarını, son verilen teşviklerin nisbi iyileştirme sağlamış olsa da tek başına tuzaktan çıkışı sağlayamayacağını söyledi. Türkiye’de kentler ölçeğinde mikro kalkınma modellerine ihtiyaç bulunduğunu savunan Onatça, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim eksikliği büyümenin en önemli engelleri arasında yer alıyor. Orta gelir tuzağı ve yoksulluk tuzağındaki bölgelerde konuşlandırılacak üniversiteler ve mesleki eğitim merkezleri altyapısı güçlü olmak şartıyla, bu bölgelerin tuzaktan kurtulmasında önemli rol oynayacak. Bu durum bölgelerde hizmet sektörünün gelişmesi açısından da farklı pencereler açacağı kanaatindeyiz. Yeni fiziki altyapı kadar sosyal altyapının da fakir bölgelerde geliştirilmesi gerek.”
BÖLGESEL KALKINMA BANKALARI
Merkezi planlamanın, kentlerin ve bölgelerin kendi rekabet üstünlükleriyle büyümelerine engel olduğunu kaydeden Onatça, her ne kadar Kalkınma Ajansları ile bölgesel planlamalar yapılıyor olsa da daha etkin, merkezi müdahaleden uzak ve uzun vadeli planlamalara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Süleyman Onatça şunları söyledi: “Bu önerilerimizin iyi niyet manzumesi olarak kalmaması ve bu planların hayata geçebilmesi için yöresel projeleri finanse edecek Bölgesel Kalkınma Bankaları kurmak da akılcı bir yaklaşım olabilir. Türkiye’nin büyüme sürecinde finansal rakamlar kadar demokratikleşme çabaları da büyük önem taşıyor. Orta gelir tuzağının bir yansıması da orta gelişmiş bir demokrasi tuzağıdır. Türkiye orta gelişmiş demokrasi tuzağından kurtulamadıkça, yönetimden yönetişime geçmedikçe, katılımcı bir karar alma süreci benimsemedikçe, ekonomi politikaları ne olursa olsun orta gelir tuzağından kurtulamayacak. Ya tam gelişmiş bir demokrasi olacağız ya da orta gelir tuzağından çıkamayacağız. 2023 hedeflerini gerçekleştirmek de bir hayal olacak.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR SİSTEM KURULMALI
Türkiye’nin 1950 yılından itibaren büyüme rakamlarının incelendiği toplantıda, 1980 ve 2000 yılında 2 kez üretkenlik sıçramasının olduğu ancak genel ortalamanın Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağı’na girmekte olduğu belirtildi. Raporla ilgili detayları paylaşan Prof. Dr. Erinç Yeldan “Teşvik sisteminin yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Sürdürülebilir bir sistem kurulmadan orta gelir tuzağından çıkmamız mümkün değil. Bugüne kadar dünyada 13 ülkenin bu tuzağı aştığını görüyoruz. 2023 yılı hedefi doğrultusunda sadece teşvik değil, üretkenlik sağlayacak bir ortam sağlanmalı” dedi.
ORTA GELİŞMİŞ DEMOKRASİ TUZAĞINA DİKKAT
Bulgular gösteriyor ki orta gelir tuzağının bir yansıması da orta gelişmiş bir demokrasi tuzağı. Türkiye orta gelişmiş demokrasi tuzağından kurtulamadıkça, yönetimden yönetişime geçmedikçe, katılımcı bir karar alma süreci benimsemedikçe, ekonomi politikaları ne olursa olsun orta gelir tuzağından kurtulamayacak. Ya tam gelişmiş bir demokrasi olacağız ya da orta gelir tuzağından çıkmak da, 2023 hedeflerini gerçekleştirmek de bir hayal olacak’ dedi.