Çocuklarda yatak ıslatma yaygın bir sorun olmasına karşın, doktora başvuran sayısı hasta sayısı düşük. Çocuk Nefroloji Uzmanı Doç. Ağras, bu yüzden çocukların çeşitli sorunlar yaşadığına dikkat çekti, “Yatak ıslatma utanılacak bir sorun değildir. Önce mutlaka çocuk doktoruna başvurun” uyarısında bulundu.
Güven Çayyolu Tıp Merkezi’nde görevli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Nefroloji Uzmanı Doç.Dr.Pınar Işık Ağras, çocuklarda yatak ıslatma (Enürezis) sorununa ilişkin önemli bilgiler verdi. 5 yaş üstündeki bir çocuğun ayda bir-iki kezden fazla uyku sırasında istem dışı idrar kaçırmasının ‘enürezis’ olarak tanımlandığını söyleyen Doç. Ağras, bazı çocukların gündüz uyanıkken de idrar kaçırdıklarına dikkat çekti. Beş yaşındaki çocukların yüzde 20’sinin, 7 yaşındaki çocukların yüzde 10’unun, ergenlik çağındaki çocukların yüzde 1-2 sinin enürezis sorunu yaşadığını ifade eden Doç.Dr. Ağras, şöyle devam etti:
– Aileler, doğal karşılıyor ama…
“Ancak hastaların doktora başvurusu bazen geç olmaktadır. Bunun bir nedeni çocuklarda enürezisin doğal karşılanması, varsa ailedeki diğer enürezli bireyler gibi bir yaşta düzeleceğinin umulmasıdır. Diğer bir neden çocuğun ve ailenin olayı utanç verici bulmasıdır. Geç doktora başvurma nedeni ile yıllarca çocuklar yatak ıslatmanın yarattığı çeşitli sorunlarla yaşamaktadırlar. Hatta bu psikolojik ve sosyal sorunlar yerleşerek, bir gün çocuğun yatak ıslatması düzelse bile uzun süre devam etmektedir.”
– Yatak ıslatmaya yol açan fiziksel nedenler araştırılmalı
Enürezisde tek bir faktörün değil, birden fazla etkenin söz konusu olduğuna dikkat çeken Doç. Ağras, “İdrar kaçırma sorunu olan her çocuğun öncelikle idrar yolu enfeksiyonu, böbrek hastalıkları, mesane ile ilgili problemler veya çocukluk çağı diyabeti gibi tedavi edilmesi gereken başka bir hastalığın varlığı açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu çocukların mutlaka çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlarınca değerlendirilmesi gerekir. Çoğunlukla olayın psikolojik olduğu düşünülerek psikiyatri uzmanlarına yönelindiğinde yukarıda sayılan hastalıkların tanı alması güçleşmektedir. Gerekli tetkiklerle başka bir hastalık olmadığından emin olunduktan sonra enürezisin tedavisine geçilir”diye konuştu. Doç.Dr.Pınar Işık Ağras, çocuklarda yatak ıslatmada en sık sorulan sorunun, aileden geçip geçmediği olduğunu da söyledi. Ağras, şöyle devam etti:
– Anne babada varsa, çocukta da olabiliyor
“Bazı hastalıklarda olduğu gibi birebir genetik geçiş olamamakla birlikte, enürezisli çocukların aileleri incelendiğinde yüzde 60-80 oranında idrar kaçırma öyküsü olduğu görülmüştür. Hem anne hem babasında çocukken enürezis problemi olan çocukların yaklaşık yüzde 75’inde , sadece bir ebeveyinde varsa yüzde 40’ında enürezis görülür. Bu çocuklardaki en belirgin sorun çocuğun uykuda mesane doluluğunun hissedememesi ve tuvalete gitmek üzere uyanamamasıdır. Gece çıkarılan idrar miktarının fazla olması ve/veya mesane ile ilgili bazı değişiklikler de bu çocuklarda saptanabilen diğer sorunlardır. Bunlardan hangilerinin çocukta mevcut olduğu uygun tanı yöntemleri kullanarak saptamak gerekir.”
– Ceza değil, ödül sistemi işletilmeli
Olayın psikolojik olup olmadığının da ailelerin merak ettiği bir konu olduğuna işaret eden Doç. Ağras, “Yapılan çalışmalar enürezisli çocuklardaki psikolojik etkilenmesin idrar kaçırma problemine ikincil olduğunu göstermiştir. Tedavi tek bir ilaçla kesinlikle mümkün değildir. Çocuğun tedaviye katılması, duyduğu utanç ve suçluluk duygusunun yenilmesi ve bu sorundan kurtulmayı istemesi sağlamalıdır. Bunun için durumun neden kaynaklandığı ve tedavisinin nasıl olacağı yaşına göre anlayabileceği şekilde mutlaka çocuğa da anlatılmalıdır. Asla çocuk bu sorun nedeni ile cezalandırılmamalı, düzelme konusunda attığı her adım ödüllendilirilmedir.
– Öncelikle deneyimli bir sağlık ekibine başvurulmalı
Doç.Dr.Pınar Işık Ağras, çocuklarda yatak ıslatma sorunun tedavisine ilişkin de önemli bilgiler paylaştı. Tedavide öncelikle gündüz tuvalete gitme alışkanlığının düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Ağras, şu uyarılarda bulundu:
“Çocuğun idrar tutma alışkanlığı kırılmalı, düzenli mesane boşaltma sağlanmalıdır. Uyku öncesi sulu gıdaların kısıtlanması gece uyanmalarını azaltmak ve tedavi başarısını artırmak açısından gereklidir. Tedavide bugün en çok kullanılan yöntem alarm tedavisi ile çocuğun gece mesane doluluğu hissi ile uyanmasını öğrenmesini sağlanmaktadır. Hastanın bu tedavi ile en az 3-6 ay izlenmesi, düzenli kontroller önemlidir. Çocuk ve ailenin sorunu tam olarak anlamaması ve tedaviye katılmaması halinde, uygulanan tedavi başarısız olmakta veya tedavi kesildiğinde sorun tekrarlamaktadır. Bu nedenle gece idrar kaçıran çocuğun tedavisinde deneyimli bir sağlık ekibinin çocuk ve aileye zaman ayırarak, gerekli eğitimi vererek çocuğun günlük yaşamında konu ile ilgili davranışları düzenlemesi çok önemlidir. Sonuç olarak, idrar kaçırmanın gizlenecek bir sorun olmadığı, mutlaka bu konuda deneyimli hekime başvurulması, tedavide çocuk, aile ve hekimin bilinçli ve uyumlu bir şekilde çalışması ve uygun tedavi ve izlemin yapılması gereklidir.”