Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) Eylül 2014 ekonomi raporunda “Büyümeyi hızlandırmanın iki yolu var. Biri uzun, biri kısa…” denildi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) uzmanlara hazırlattığı Eylül 2014 ekonomi raporunda, ekonomik, siyasal ve bölgesel sorunların büyüme üzerinde yaptığı baskıya dikkat çekildi. Büyümeyi hızlandırmanın iki yolu olduğu belirtilen raporda, bunlardan birinin kısa, birinin uzun olduğu vurgulandı. Raporda, uzun yol “ekonomik reformlar”, “kısa yol ise faizleri indirmek ve/veya kamu harcamalarını artırmak” olarak açıklandı. Raporu değerlendiren TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça, bu iki yoldan hangisine sapılacağının belirlenmesiyle, Türkiye’nin 2015 ve sonrasındaki performansının netleşeceğini söyledi. Onatça, “Bu yollardan biri kısa, diğeri uzun. Ne zamandır unutulmuş olan ekonomik reformlardan oluşan uzun yolun performansı yükselteceği kesin, ama sonuç alınması birkaç yıl sürer. Faizleri indirmek ve/veya kamu harcamalarını artırmaktan oluşan kısa yol ise 6-9 ay boyunca ekonomiye bir hayat öpücüğü verir; ama arkadan reformlarla desteklenmezse, ekonomiye hayatiyet kazandırmaz. Tam tersine bir sonraki dönemde karşı karşıya olunacak sorunların büyüklüğü artar” dedi.
ÖZEL SEKTÖR ETKİSİ
Türkiye ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde sabit fiyatlarla yüzde 2,1 ile beklenenin altında bir performans gösterdiğine dikkat çekilen raporda şu değerlendirmelere yer verildi:
“Özel sektörün tüketim ve yatırım harcamaları ekonomideki yavaşlamada oldukça etkili. Tüketim bir önceki çeyreğe göre ilk çeyrekte yüzde 1,1 geriledikten sonra ikinci çeyrekte de yeniden yüzde 0,4 azaldı. Özel sektörün makine yatırım harcamaları ise geçen senenin yüzde 7,6 gerisinde. Ayrıca stoklarda bir şişme görünüyor. Özel sektör harcamalarında ise inşaat öne çıkıyor. Aslında yatırımlardaki düşüş 2011’in ikinci yarısından beri sürüyor. Son verilere göre özel sektör üç sene önceki seviyenin beşte biri kadar daha az yatırım yapıyor. Yatırımların gerilemesi, üretim kapasitesinin genişlemediğini ve talebin artması durumunda bu artışın karşılanamayacağını, sonuçta talep baskısının ya enflasyonda artışa ya da ithalatta yükselmeye yol açacağını gösteriyor.”
GÜVEN ENDEKSİ YÜZDE 73,2
TÜRKONFED’in raporunda, Tüketici Güven Endeksi’yle ilgili bilgiler de aktarıldı. Rapora göre, Tüketici Güven Endeksi Ağustos’ta bir önceki aya göre gerileyerek yüzde 73,2 olarak gerçekleşti. Hanenin maddi durum beklentisi ve genel ekonomik durum beklentisi artarken, tasarruf beklentisinde düşüş gözlendi. Tüketici güveninin bu ay gerilemesinde harcamalarını mevcut dönemde ve gelecek 12 aylık dönemde azaltacağı beklentisinin etkileri görülüyor. Tüketici enflasyonun ise önümüzdeki 12 aylık dönemde şu anki dönemden daha fazla artmasını beklemiyor. Tüketici kredilerinde ise azalma eğilimi devam ediyor. Tüm kategorilerde tüketici kredileri artış hızı bir sene önceki seviyenin yarısına inmiş durumda. Bir önceki yıla göre artış hızına baktığımızda toplam tüketici kredileri artışı yüzde 15 ile yüzde 10’luk enflasyon oranının biraz üzerinde. Taşıt kredilerinde ise yüzde 13 azalma var.
DEĞER KAYBI ENFLASYONUN ALTINDA
Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası’nın faizlerde indirime gitmesinin, TL’deki değer kaybını hızlandıracağının ön görüldüğü raporda, şöyle denildi:
“Önümüzdeki 12 aylık süreye bakıldığında, Merkez Bankası beklenti anketleri, TL’de beklenen değer kaybı enflasyonun altında seyrettiğini gösteriyor. Yani reel anlamda TL’nin değer kazanacağı öngörülüyor. Ancak TL’nin değeri üzerinde etkili olan bir başka faktör de uluslararası piyasalar. ABD’nin bir sene içinde faiz oranlarında artışa gidecek, buna karşılık AB’nin parasal genişlemeye gidecek olması doların euro karşısında değer kazanmasına yol açacak. Yani TL, euro karşısında değerlenirken, dolar karşısında değer kaybına uğrayacak. Ağustos’un ilk iki haftasında değer kaybetmeye devam eden Türk Lirası, Ağustos’un son yarısı ve Eylül başında toparlandı.”
PERFORMANS ARTACAK
Doç. Dr. Ümit İzmen ve ekibi tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi: “2015’in ortalarına kadar ekonomik performansın 2014’ün ikinci çeyreğindeki yüzde 2,1’lik performansın üzerine çıkmasını bekliyoruz. FED’in faiz artırımına 2015’in ortalarından önce gitmeyeceğinin sinyalini vermesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi ve miktar genişlemesine gitmesi, finansal piyasalardan daha kolay borçlanabilmeyi mümkün kılacak. Yani hem cari açık üzerindeki baskı hafifleyecek, hem de cari açığı finanse etmek daha kolay olacak. İç talep açısından, enflasyondaki gerilemeye bağlı olarak Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi, tıkanan piyasaların açılmasını sağlayacak. Ancak faiz indiriminin TL’de değer kaybını hızlandırmasını da beklemek gerekiyor.”