Ankara – Başkent gayrimenkul sektöründe Ankara’nın “altın” üçgeni olarak tanımlanan Eskişehir Yolu, Konya Yolu ve Söğütözü Caddesi’nin orta noktasında yükselen Besa Kule, bu çok özel lokasyona farklı mimarisi ile artı değer katacak.
Ankara’da Gaziosmanpaşa, Cinnah, Yıldız gibi semtlerdeki apartman dairelerine sıkışıp kalan ofisler, hızla, kurumsal kimliklerine daha değer katacak, iş yaşamında konforlu yaşamın kapılarını aralayacak iş merkezlerinde konumlanıyor. Modern iş merkezleri ise özellikle Eskişehir Yolu, Konya Yolu ve Söğütözü çevresinde yoğunlaşıyor. Kentin siluetini değiştiren, yeni kimlik katan bu alan Başkent’in altın üçgeni olarak nitelendiriliyor. Bu üçgenin en değerli noktasında Ankara’da bir ilk olan “kavisli” kulesiyle göze çarpan Besa Kule’nin mimarı Ali Osman Öztürk, projeye Ankara kimliğine değer katacak olması nedeniyle ayrıcalık tanıdıklarını söyledi.
“Başkent’in simgesi” olan yapıların altında imzası bulunan mimar Ali Osman Öztürk, projenin özel lokasyonu nedeniyle Ankara’nın yeni adresi olmasının yanında iş dünyasının en önemli firmalarına ev sahibi yapacak olması nedeniyle de özel çalışma ile projelendirildiğini kaydetti.
Ali Osman Öztürk, Besa Kule’nin konumlandığı arsanın “hançer”e benzeyen farklı bir şekli olduğunu, arsanın ucuna doğru üçgen biçimini aldığını ifade etti.
Öztürk, zor şeklinin yanı sıra arsanın konumunun da ilginç olduğunu belirterek, “Çünkü Eskişehir Yolu’ndan gidenler arsaya yukarıdan bakarken, Söğütözü Caddesi’nden gidenler göz hizasından görüyor. Algılama konusunu iyi değerlendirmek bizim için çok önemliydi. Bu nedenle binanın yatay kısmında yay formunu kullanmaya karar verdik. Kulenin de geometrik bütünlüğü olması gerektiğini düşünerek köşelerinde kavisler oluşturup, Ankara’da ilk defa yapılan bir form denemek istedik. Bu çok özel lokasyonda daha önce görülmeyen mimari yapı ile yükselen Besa Kule, Başkent’in en özel binalarından biri olacak” diye konuştu.
-Ofislerde “teras” dönemi
Öztürk, projenin yatay ve dikey olmak üzere iki bloktan oluştuğunu anımsatarak, “Yatay kısımda mağaza, kafe ve restoranlar yer alacak. Onun üzerinde çok değişik bir konseptle ele alınan orta avlu etrafında şekillendirdiğimiz ofisler bulunacak. Bunların hem müstakil girişleri, hem de kuleden bağlantıları var. Kulede ise katta 4’er tane ofis olacak şekilde tasarım yapıldı. Bu ofisler istenirse birbirine bağlanabilecek ve böylece ofisler 360 derecelik muhteşem bir manzaraya sahip olacak” dedi.
Doğal havalandırma üzerinde uzun çalışmalar yaptıklarını bildiren Öztürk, dış mekanla irtibat kurabilmek amacıyla her ofisten dışarıya çıkış imkanı sağlayacak küçük teraslara yer verildiğini kaydetti. Öztürk, şunları söyledi:
“Her ofisin kendine özel küçük terasları var. Bunun yanında ofisin içinde doğal havalandırmayı sağlayabilmek adına açılır camlarımız bulunuyor. Yere kadar camlar sayesinde Besa Kule’de ofisler doğal güneşten faydalanacak. Aydınlığı içine alıp, güneş ısısını yansıtmayan camlar seçildi. Bu camlar kış ve yaz şartlarına göre iç mekanı en iyi şekilde koruyabilecek. Mekanik ve elektrik sistemleri açısından da en gelişmiş, enerji sarfiyatı en düşük sistemler kullanılıyor. Otopark konusunda da özel çalışma yapıldı. Mağaza ve ofis otoparkları birbirinden bağımsız olarak şekillendirildi. Kısa süre sonra hizmete girecek Kızılay-Ümitköy metrosunun 2 durağının tam ortasında yer alması ise Besa Kule’ye ulaşımı sorunsuz kılacak.”
