Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından, Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteğiyle yürütülen “Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar” projesinin tanıtım toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Almanya ve Polonya işbirliğiyle hayata geçen projede, Türk makine sektörünün önde gelen firmalarının temsilcilerine, Endüstri 4,0 alanındaki gelişmeler anlatıldı. Makineciler olarak teknolojik gelişmeleri izlemekle yetinmediklerini belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, Avrupa Birliği mali desteğiyle hayata geçirdikleri bu projenin tüm sektörlere örnek olacağını belirtti.
Türkiye, Almanya ve Polonya işbirliğiyle hayata geçen “Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar” projesinin tanıtım toplantısı, makine sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen hibe projesinin tanıtımı kapsamında düzenlenen toplantıda, Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz’ın yanı sıra Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy ile Durmazlar Makina A.Ş. Ar-Ge Mekatronik Müdürü Kemal İleri söz aldı.
“Yeni rekabet anlayışına ayak uydurmak zorundayız”
Katılımcı Türk firmalarının Endüstri 4,0 alanındaki gelişmeleri takip etmek üzere Almanya ve Polonya’da düzenlenen eğitim programlarına katıldığı projenin, sektörde farklı paydaşlar arasında bilgi ve deneyim transferinin sağlanmasına büyük katkı sağladığını belirten Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz şunları söyledi
“Gelişmekte olan ülkelerin önünde engel olan orta gelir tuzağının aşılabilmesi ve ülkemizin refah toplumu niteliği kazanabilmesi için ekonomide ilk önceliği sanayileşmeye vermemiz gerekiyor. GSMH içinde sanayinin payını yüzde 40 seviyelerine çıkarmalıyız. Bunun için de üretim süreçlerinin teknolojik dönüşüme bağlı olarak sürekli geliştirildiği yeni rekabet anlayışına ayak uydurmalı, sanayimizi, ileri teknolojili otomasyon tekniğinin bir parçası haline dönüştürmeliyiz. Gelişmiş ülkeler verimlilik, gelişmekte olan ülkelerse fiyat avantajı konusunda öne çıkabilmek için, en başta makine sanayilerini bu dönüşüme entegre etmeleri gerektiğini çok iyi biliyor. Her ne kadar adı Endüstri 4.0 devrimi olsa da bunu bir yaşam tarzı devrimi olarak da ifade edebiliriz. Sadece buna ayak uyduramayan bireyler ve kurumlar değil toplumlar da kayba uğrayacaklar. Bunun için ürünler ve üretim araçlarında revizyon değil, aynı zamanda eğitim, hukuk ve ürün standartlarında da dönüşüm şarttır.”
Makine İhracatçıları Birliği olarak üyelerini bu alandaki dönüşüm konusunda bilgilendirmek üzere çeşitli çalışmalar yürüttüklerini belirten Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’nin Büyüme Makinesi olarak firmalarımızın bu sürece adaptasyonlarını hızlandırmaya kararlıyız. Türkiye Ulusal Ajansı’nın desteği ile yürüttüğümüz Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar projesi, firmalarımızın bilgi düzeylerini ve deneyimlerini yukarı taşıması konusunda önemli bir fırsat oldu. Proje ortaklarının kurum içinde yaptıkları eğitimlerin, kitapçıklar ile internet sitesinin de elde edilen bilginin yaygınlaştırılmasında önemli bir rolü olacağına inanıyoruz”
Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar projesi hakkında
Makine İhracatçıları Birliği; proje ile makine sektöründe üretim, tasarım ve kaynak optimizasyonu alanında sürdürülebilir gelişime ve kurum içi ve kurumlar arası bilginin yayılımına katkı sağlamayı amaçlıyor. Türkiye, Almanya ve Polonya’dan araştırma enstitüleri, kar amacı gütmeyen yapılar ile gönüllü işletmelerin katıldığı projede eğitici eğitimleri, kurum içi eğitimler ve atölye çalışmaları gerçekleştirilirken, sektör için bilgi kaynağı niteliğinde kitapçıklar ve internet sitesi hazırlanıyor.
Nisan ayında Chemnitz’de (Almanya) Fraunhofer IWU ve Türk proje ortaklarının katılım gösterdiği “Endüstri 4.0 Başta Olmak Üzere Modern Üretim ve Üretimde Tasarım Teknikleri” eğitiminin gerçekleştirildiği proje kapsamında kurum içi eğitimler ve pilot uygulamalar yapılarak katılımcıların bilgi birikiminin artırılması sağlandı. Toplamda iki yıl sürmesi planlanan projenin 2016 ayağı ise; Ekim ayında Lower Silesian Technology and Innovation Park (DPIN) ile Wroclaw’da (Polonya) deneyim paylaşımı oluşturmaya yönelik bir atölye çalışmasıyla tamamlandı.