Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, Brexit sonrasında piyasalardaki riskin kayda değer ölçüde arttığını belirterek küresel ekonomide bir kez daha kırmızı uyarı ışıklarının yanıp söndüğüne, jeopolitik riskin özellikle Avrupa’da yükselmeye devam ettiğine dikkat çekti
Ortadoğu’daki savaş, mülteci sorunu, Brexit gibi gelişmeler dolayısıyla küresel piyasalar zor günler geçiriyor. Dünya çapındaki PMI (Satınalma Yöneticileri Endeksi) anketleri, küresel ekonominin 2012 yılından bu yana en kötü üç aylık dönemi geçirdiğini, gerilemenin ilk işaretlerinin Birleşik Krallık’ta ortaya çıktığını ve jeopolitik riskin özellikle Avrupa’da artmaya devam ettiğini gösteriyor.
Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, bu tablodan yola çıkarak küresel piyasaları analiz etti. Yatırımcıların mali piyasalar için sakin bir yaz olmadığını zor yoldan öğrendiklerini söyleyen Dembik, önümüzdeki aylarda mali piyasalar ve küresel ekonomi için yatırımcıların gözlerini Avrupa’ya çevirmesi gerektiğini belirtti.
“Bu dönemin esas çelişkisi, risklerin uzun zamandır bu kadar çok sayıda olmaması ve yine de yatırımcıların geleceğe umutla bakmasıdır” diyen Dembik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Citi’nin Makro Risk Endeksi şu an 2.24’tür, bu da yatırımcıların oldukça rahat olduğunu gösteriyor. Piyasa vizyonu ve ekonomik durum arasındaki boşluk fazla süremez. Er ya da geç gerçeğe sert bir dönüş yaşanacak.”
Ağustos ayında gözler merkez bankalarında
Ünlü analist Christopher Dembik’e göre tablo böyle olunca 2016 Ağustos ayında tüm gözler yine merkez bankalarında olacak. Dembik bu konuda da şunları söyledi: “Bank of England ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından para politikalarının daha da rahatlatılması bekleniyor. Ayrıca, her yıl olduğu gibi, yatırımcıların gözü 25-27 Ağustos tarihlerinde Wyoming’de gerçekleştirilecek Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda olacak. Bu yılın konu başlığı; ‘Gelecek İçin Dirençli Para Politikaları Tasarlamak’. ABD’nin para politikalarının gelişimi ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde kurları yükseltmek için en
iyi fırsat penceresi olan ABD Merkez Bankası’nın Eylül toplantısının muhtemel sonuçları ile ilgili ipuçları arayan yatırımcılar, Janet Yellen’in konuşmasını da izliyor olacaklar.”
Küresel genel bakış: Artan siyasi risk
Analizinin başında risk artışına rağmen yatırımcıların oldukça rahat göründüğüne dikkat çeken Dembik, bu saptamasını Citi’nin Makro Risk Endeksine dayandırıyor: “Riskin önlenmesini ölçmek için göstergeler kullanan Citi’nin Makro Risk Endeksi, %2.24 düzeyinde, bu da yatırımcıların gelecek konusunda hiç de kaygılı olmadıkları anlamına geliyor. Aynı iyimserliği yükselen piyasalarla ilgili olarak da görmek mümkün; Barclays Yükselen Piyasa FX Risk Endeksi, kısa bir süre önce yılbaşından bu yana en düşük noktaya ulaştı. Risk bariz bir şekilde yatırımcılar tarafından yanlış fiyatlandırılıyor. Yatırımcı algısı ve ekonomik gerçeklik arasındaki boşluğun uzun süre devam etmesi mümkün değil. Dolayısıyla gerçeğe dönüş zor olacak.”
Eylül’de yatırımcılar nefes almaya bile zaman bulamayacak
Önümüzdeki haftalarda muhtemel tetikleyicilerden birinin siyasi riskte kritik bir artış yaratabileceğini belirten Saxo Bank Makro Strateji Müdürü Christopher Dembik, 26 Eylül ve 8 Kasım tarihleri arasında Avrupa ve ABD’de altı önemli seçim ve referandum yapılacağını, İtalya’da yapılacak referandumun Başbakan Matteo Renzi’nin istifasına yol açabileceğini ve İtalya bankacılık sektörü sorunu hala çözüm beklediği için de, bu istifanın en kötü zamanda İtalya’da yeni bir siyasi istikrarsızlık sayfası açabileceğini söyledi. Dembik analizlerine şöyle devam etti: “Ayrıca, Macaristan’daki mülteci kotalarına ilişkin referandum Avrupa’daki popülizmin acımasız artışını doğrulayabilir. Bu, Brexit sonrasında Avrupa Birliği’ne yeni bir sekte vuracaktır. Aslında bu olayların her birinin kendi içinde çok küçük etkileri olur. Ancak kısa bir zaman zarfında risklerin üst üste gelmesi mali piyasalar üzerinde olumsuz bir etkiye yol açabilir ve Avrupa’nın güven krizini körükleyebilir. Eylül ayından itibaren yatırımcılar, nefes almaya bile zaman bulamayacaklar. Siyasi risk gündemlerinin üst sırasında yer alacak.
SİYASİ RİSK AÇISINDAN YATIRIMCILARIN DİKKAT ETMELERİ GEREKEN ÜLKELER
TARİH | ÜLKE | RİSK FAKTÖRÜ |
26 Eylül 20 | İspanya | Katalonya Güven Oylaması |
Ekim 2016 | İspanya | Hükümet Kurulamamışsa Genel oylama |
Ekim 2016 | İtalya | Anayasa Değişikliği için Referandum |
2 Ekim 2016 | Macaristan | AB Mülteci Kotaları için Referandum |
2 Ekim 2016 | Avusturya | Başkanlık Seçimi |
8 Kasım 2016 | ABD | Başkanlık Seçimi |
Merkez Bankası politikasının sınırlarındayız
İşe iyi yanından bakıldığında, merkez bankalarının hala kısa ve orta vadede piyasayı sakinleştirmek için yöntemleri olduğunu ve Birleşik Krallık’taki referandumun hemen ardından eylemleri ile finansal paniğin önüne geçmeye çalıştıklarını belirten Dembik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine de merkez bankalarının küçülme ve merkezi plan riski üzerindeki gücü, ellerinde kalan birkaç araç. ABD hükümeti gibi seçimle etkisini yitiren önemli hükümetlerde risk, önümüzdeki aylarda şimdiye kadar olmadığı kadar yüksek olabilir. En son BIS yıllık raporu bu konuda açık; azalan getiri ve yüksek spekülatif balon riski yüzünden merkez bankası politikasının sınırlarındayız. Lehman’dan bu yana 660’ın üzerinde küresel oran indirimine rağmen, büyüme hala etkisiz. Merkez bankası çalışanlarının bir sonraki atılacak adım hakkında kesin bir fikirleri yok, ancak piyasa şu anda bu konuyla ilgili çok kaygılı görünmüyor.”
Bu konuyla ilgili olarak, bu ay yatırımcıların 25-27 Ağustos tarihlerinde Wyoming’de gerçekleştirilecek Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda Janet Yellen’in konuşmasına odaklanacaklarını söyleyen Dembik, bu konuda da şunları söyledi: “Ancak, bekleyecek çok şey yok. Bir sonraki kur artırımının zamanına ilişkin dolaysız bir bilgi verme ihtimali kesinlikle çok düşük. Kısa vadeli riskler, özellikle de Brexit ile ilgili olanlar azalıyor, ancak ABD ekonomisinin genel görünümü hala karışık. İş piyasası ve tüketici harcamaları olumlu bir trend izliyor, fakat GSYİH zayıflık sinyalleri veriyor. Yılın ikinci çeyreğinde GSYİH büyük bir kayıp yaşadı (beklenen %2.5’e karşılık %1.2) ve yılın birinci çeyreğinde GSYİH azalan yönde revize edildi (ilk tahminlerde %1.1’e karşılık %0.8). Bana göre, bu yıl kurları yükseltmek için en iyi fırsat penceresi Eylül ayı, ancak şu anda FOMC’nin nihai kararı 50/50’ye yakın ve büyük oranda Temmuz ve Ağustos aylarında toplanacak verilere dayalı olacaktır. Dolayısıyla, ABD Merkez Bankası’nın Eylül ayı toplantısına ilişkin iddialı bir tahminde bulunmak için henüz çok erken.”