Türkiye hisse piyasaları Aralık ve Ocak ayındaki kırılganlığını 30 Mart seçimleri ile atlattı. Seçimlere yaklaşırken önce Societe Generale’den gelen rapor ile dikkat çeken Türkiye, faizlerin yüksek kalması beklentisi ile “carry trade” denilen ucuz parayla borçlanıp yüksek faizli ülkeye girişe müsait duruma geldi. Seçimlerde yabancı kurumların AK Parti iktidarının oy kaybı yaşamadan çıkabileceği beklentisi ve seçimlere yaklaşılırken yüzde 44-46 oy oranı gösteren anketler Mayıs’tan bu yana satış gören Türkiye piyasalarını yabancıya cazip hale getirdi. Mevcut durumda hâlâ bu ortam devam ederken, paranın küresel çapta hareketi dikkat çekici.
Japonya’dan yılbaşından bu yana 24 milyar Dolar çıktı
Ekonomik toparlanma konusunda yıllardır sıkıntı çeken ve özellikle negatif enflasyon ile uzun süredir talepte darlık gösteren Japonya, Başbakan Abe’nin iktidara gelmesi ile Abenomics olarak adlandırılan agresif parasal genişlemeye girmişti. Rakamlara bakılırsa, Abe’nin bu stratejisi Yen’i Dolar ve Euro karşısında ciddi oranlarda zayıflatırken, ülkenin yüzde -1,0 civarında gezen enflasyonunu da yüzde 1,5’lara çıkarmış durumda.
Diğer taraftan, aynen Fed’in QE’sinde olduğu gibi, parasal genişleme ile alınan devlet tahvilleri karşısında verilen para sadece bankalara yaramakta. ABD’de Fed QE’ye girdikten sonra kısa sürede batma noktasından bütün borçlarını ödeme noktasına gelen bankalar bunun net bir örneği. Aynı sistemin Japonya’da da çalışmaması, Çin’deki ekonomik daralma ihtimalleri ile birlikte Japonya’dan çıkışları artırıyor.
Türkiye’ye BIST’e Şubat Başından Bu Yana Net 1,5 1, tahvile 2,5 milyar Dolar girdi
Aralık ve Ocak ayı içerisinde ve TCMB müdahalesi öncesinde yabancı yatırım bankalarının yoğun olarak satta tuttukları Türkiye piyasaları, sert faiz artırımı ve seçimlerde görülen istikrar ile tekrar dikkatleri üzerine çekmiş görünüyor. Burada özellikle tahvillere olan giriş, “carry trade” işlemleri olarak düşünülse de, yabancı yatırımcının Türkiye’de uzun dönem istikrar sinyallerini gördüğünün işareti olarak da algılanabilir.
Yılbaşından bu yana bakılan rakamlarda gelişen piyasalar içerisinde Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika, Türkiye’den çok daha yüksek giriş almış olarak görülse de, Türkiye’nin bu pozitif rakamlara eksi seviyelerden geldiği unutulmamalı. Basitçe, Şubat başında -500 milyon Dolar civarında olan hisse piyasalarındaki yabancı çıkışı, +525 seviyesine gelerek nette 1 milyar Dolar civarı bir girişe işaret etmekte. Tahvil tarafında ise rakamlar daha da kabarık. Şubat’ın ilk haftası itibari ile -1,2 milyar Dolar civarında olan yabancı çıkışı, Nisan başı itibari ile +1,3 ile nette 2,5 milyar Dolar’a işaret ediyor. Aynı zamanda, Hindistan ve Endonezya’nın girişleri çalkantılı iken, Türkiye’de özellikle Şubat başından bu yana girişlerde istikrar görünmekte.