Seçimler ve hükümet arayışları ile istikrarsızlığın damga vurduğu 2015’te ekonomide sıkıntılar büyürken, 1 Kasım sonrası kurulan hükümetin iş başı yapması ile iş dünyası 2016’ya görece daha iyimser bakıyor.
Ekonomik gelişimin temel şartı olan siyasi istikrarın içeride ve dış politikada atılacak adımlarla güçlendirilmesini isteyen iş dünyası temsilcileri, komşularla ilişkilerin iyileştirilmesini ve ekonomiye odaklanılmasını bekliyor. İş dünyası, yeni hükümetin ekonomide yapısal sorunları çözecek reformlara ve konjonktürel risklere karşı alınacak önlemlere yoğunlaşmasını, yeni bir kalkınma hamlesi başlatılmasını istiyor.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, seçim yılı olan 2015’in neredeyse bütünüyle seçimler ve hükümet arayışları ile geçirildiğini, bu süreçte artan siyasi belirsizlik algısı ve tırmanan terör gibi faktörlerin ekonomiye olumsuz yansıdığını hatırlattı. Özellikle 7 Haziran seçimlerinden bir hükümet kurulamamasının olumsuzlukları büyüttüğünü belirten Naslı, 2015’e ekonomide üretim, tüketim ve yatırımlarda yavaşlama ve piyasalarda durgunluğun damga vurduğunu, yapısal sorunlar çözüm beklerken, konjonktürel risklerin de büyüdüğü, önlemlerin ise geciktiğini anlattı.
-“2016’dan umutluyum”…
Naslı, 1 Kasım seçimlerinin ardından kurulan yeni hükümetin siyasal istikrarı güçlendirerek önceliği ekonomiye vermesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Yeni hükümeti önemli bir görev bekliyor. Artık ülke olarak ekonomiye odaklanmamız gerekiyor. Ekonomide konjonktürel sorunlara yönelik alınacak önlemler ve birikmiş yapısal sorunlara yönelik yapılacak reformlar, önemli bir rahatlama sağlayacaktır. Reel sektör artık önünü görecek; gelecek hedeflerine, yeni yatırımlarına yoğunlaşacaktır. Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü de eski dinamizmine yeniden kavuşacaktır. Hükümetin kurulması ile son 6 aydır boşa geçirdiğimiz zamanı telafi etmeye çalışacağız. Bize göre yeni hükümet; yüksek katma değer sağlayacak bilgi ve ileri teknoloji odaklı bir büyüme modelini gündemine almalıdır. Ben şahsen ekonomide 2016’dan umutluyum. Uzun ömürlü bir hükümet, piyasalara moral ve güven verir. Fakat şüphesiz, her şey bir anda düzelemez. 2015’ten sarkan sıkıntılar, doğal olarak 2016’nın ilk yarısını da etkileyecektir. Ancak en önemli olan istikrar ve güvendir. İstikrarın zedelenmemesi lazım…”
-ASİAD Başkanı Ersoy: “Beklentimiz, önceliği reformlar olan yeni bir dönem”…
Ankara Sanayici ve İşadamları Derneği (ASİAD) Başkanı Eda Ersoy da iş dünyasının yeni hükümetten beklentilerini de dile getirirken, şunları söyledi:
“İş dünyası olarak, önceliği reform süreci olan yeni bir döneme girmek, en büyük beklentimizdir. Ankara Sanayici ve İş adamları Derneği (ASİAD) olarak inanıyoruz ki 1 Kasım seçimleri ile yakalanan istikrar ve kurulan yeni hükümetin görevi devralması ile duraksamış olan ekonomi yeniden canlanacak, ülkemiz için istikrarın devamlılığı adına yapılacak yeni reformlar ekonomik gelişmeyi hızlandıracak, iş dünyasına da önemli fırsatlar sunacaktır. Yeni hükümetin; bilgi ve teknoloji odaklı, yüksek katma değer sağlayacak bir büyüme modelini öncelikli olarak gündemine almasını temenni ediyoruz. Ülke olarak hep beraber refah seviyemizi artırmak ve hedeflerimize ulaşmak için bu dönemde birlik ve beraberlik içinde zaman kaybetmeden çalışmalıyız.”
-MASFED Başkanı Erkoç: “Hızlı kalkınma dönemi bekliyoruz”
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Başkanı Aydın Erkoç, 7 Haziran öncesi de hesaba katıldığında 2015’in bütünüyle seçim atmosferinde geçtiğini, ortaya çıkan belirsiz ortamın ekonomik süreçleri sıkıntılı hale getirdiğini hatırlatarak, şöyle dedi:
“1 Kasım seçimlerinde milletimiz, istikrar yönünde iradesini ortaya koymuş, Türkiye’nin önü açılmıştır. Artık, içerisinde bulunduğumuz atmosferden hızla çıkarak, ekonomik kalkınma adımlarına yönelmemiz gerekiyor. Sağlanan istikrar sayesinde önümüzdeki dört yıllık dönemde büyük bir kalkınma hareketi bekliyoruz. İş dünyası istikrar ve güven güçlendirilerek, reformların hızla hayata geçirilmesini, geleceğe yönelik çalışmaların hız kazanmasını istiyor. Türkiye ekonomisinin iki temel ayağından biri inşaat, diğeri otomotiv… Ben inanıyorum ki 2016 ve sonraki dönemde otomotiv sektörünün büyümesi katlanarak artacak ve sektör, inşaatla birlikte ekonominin lokomotifi olmaya devam edecektir.”
-İnşaatçılar yabancıya satışta vergi muafiyetini bekliyor…
Mebuskent projesini gerçekleştiren AYMOR İnşaat’ın Yönetim Kurulu Üyesi Kürşat Ayhan ise yeni hükümetin iş başı yapmasının ekonomide işlerin sağlıklı yürümesi için gerekli siyasi istikrarın önünü açacağını, yeni hükümetten en büyük beklentilerinin ise yabancıya gayrimenkul satışlarının vergiden muaf tutulması olduğunu bildirdi.
Ayhan, yeni hükümetten beklentilerini şöyle dile getirdi:
“Bizim sattıklarımız döviz getiren birime dönüştürülmeli. Bunun sözünü zaten Başbakanımız vermişti. Yasa gerektirmeyen vaatleri 3 ay, yasa gerektirenleri ise bu yıl içinde halledeceğim diye. Bizim yurt dışına sattığımız konutların ihracata sayılmasını bekliyoruz. En büyük beklentimiz bu yönde. Bütün konut satan insanlar için söylüyorum, sattığımız konutun ihracata girmesini istiyoruz. Evet, dışarı bir ürün satmıyoruz, bir malı başka yere götürmüyoruz ama dışarıdaki parayı buraya getiriyoruz. İhracat ayrıcalıklarından yararlanmak istiyoruz. Ben de dâhil olmak üzere inşaatçıların hükümetten en büyük beklentileri bu. İhracatçı olmak istiyoruz. Ülkeye döviz sokuyorsak biz de diğer imkânlardan faydalanmalıyız. Bir de elbette ülkenin komşularla ilişkiler düzeltilmeli. Mesela Irak’a ihracatımız, inşaat faaliyetlerimiz durma noktasında. Özetle beklentilerimiz iki ana başlık altında toplanıyor: birincisi inşaatçı ihracatçı sayılmalı, ikincisi ise komşularla olan ilişkilerin iyileştirilmesi.”
-Baran Mollaoğlu: “Belirsizlik ve durgunluğun biteceği bir yıl olsun”
Moltaş Yapı Kurucu Ortağı Baran Mollaoğlu da 2015’in inşaat sektörü açısından inişli çıkışlı bir yıl olduğunu, özellikle konut kredisi faizlerinin artışı ve yaşanan seçim süreçlerinin sektörde yavaşlamaya yol açtığını anlattı.
Mollaoğlu, 2016 yılına ilişkin beklentilerini ise şöyle ifade etti:
“2016 yılını son iki senedir yaşadığımız belirsizlik ve durgunluğun biteceği bir yıl olarak görüyoruz. Belirsizliğin bitmesi, ekonomide yaşanan sıkıntıların ardından yapılması gereken reformların bir an önce yapılması, yaşanan siyasi çatışma ortamının yerini diyaloğa bırakması, iş dünyası olarak en büyük isteğimiz. Avrupa Birliği ülkeleri ve diğer komşu ülkelerle ilişkilerimizin artarak ilerlemesi, Suriyeli mültecilere komşularımızla beraber ortak bir çözüm bulunması ve seçim vaatlerinin işverene getireceği yüklere devletin de destek vermesi, yeni hükümetten beklentilerimiz arasında.”
