İlk 500’de 13 üyesi var!

• PAGDER’e (Plastik Sanayicileri Derneği) üye 13 firma, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından her yıl yayınlanan Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının sıralandığı “İSO 500” (Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu) listesine girdi. 2014 yılı verileriyle, üretimden satışlar miktarına göre oluşan listede, PETKİM 3.6 milyar TL ile PAGDER üyesi plastik firmaları arasında birinci, Türkiye sıralamasında ise 16. sırada yer aldı.
• İSO 500 listesini değerlendiren PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, “Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 2014 yılı sıralaması, her yıl olduğu gibi yine ülkemizin lokomotif sektörlerinden plastik sektörünün önemini, sektörümüz ürünlerini üretimlerinde ana girdilerden biri olarak kullanan değerli sanayi kuruluşlarının listedeki yerleriyle perçinler bir görüntü ortaya çıkarmıştır. Otomotivden beyaz eşyaya, havacılık-uzay sanayisinden tekstile, elektrik-elektronikten gıdaya kadar her alanda plastik mamuller var. Zirvedeki tüm sektörlere ara malı sağlayan sektörümüz sürdürülebilir rekabete ve ihracatın artmasına önemli katkılar sunmaktadır. Bu da bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Listede yer alan tüm plastik sanayicilerimizi de, diğer firmaları da gönülden tebrik ediyoruz ” dedi.

2014 yılını 34.8 milyar dolara karşılık gelen 8.2 milyon ton üretimle ve 867 milyon dolarlık makine-teçhizat yatırımıyla kapatan; geçtiğimiz yıl 5.4 milyarı doları doğrudan olmak üzere 12 milyar dolar ihracat yaparak ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan plastik sektöründe, PAGDER üyesi 13 firma da “İSO 500” listesine girdi.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) üretimden satışlar tutarına göre her yıl hazırladığı ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının sıralandığı İSO 500 listesinde rafineri ve plastik hammadde üreticisi PETKİM, 3 milyar 671 milyon TL üretimden satış ile plastik sektöründe birinci,  Türkiye genelinde 16. sırada yer aldı.

Reha Gür: Plastiğin doğasından gelen verimli ve yenilikçi ürünlerimizle ülke ekonomisine ve ara malı sunduğumuz tüm sektörlere destek olmaya devam edeceğiz!

1955 yılı itibariyle örgütlenmeye başlayan, 1969 yılında ise resmi temellerini atarak Türkiye’nin ilk sivil toplum yapılanmalarından biri olan PAGDER’e üye 13 firmanın da girdiği “İSO 500” listesini değerlendiren PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, “Ülkemizin lokomotif sektörünü oluşturan Türkiye plastik sanayicilerimizin başarıları hepimize gurur veriyor. Plastik sektörü olarak, ülke ekonomisine yarattığımız faydanın böylesine net ortaya konmasını sağlayarak gururlanmamıza vesile olan sektörümüz temsilcilerimize ve sektörümüzün iş ortakları konumundaki diğer sektör temsilcisi firmalara, bizlere yaşattıkları gurur nedeniyle teşekkür ediyoruz” dedi.

Reklam

Zirvede yer alan tüm sektörlere ara malı sağlayan plastik sektörünün sürdürülebilir rekabete ve ihracatın artmasına önemli katkılar sağladığına dikkat çeken Gür, “Otomotivden beyaz eşyaya, havacılık-uzay sanayisinden tekstile, elektrik-elektronikten gıdaya kadar her alanda plastik mamuller var” diyerek, bunun da kendileri için ayrı bir gurur kaynağı olduğunu; plastiğin doğasından gelen verimli ve yenilikçi ürünlerle ülke ekonomisine ve ara malı sundukları tüm sektörlere destek olmaya devam edeceklerini ifade etti.

Reha Gür: İSO 500’e daha fazla firmamızın girmesi mümkün!

Listede isimleri bulunan plastik sektörünün güçlü temsilcileri olan değerli PAGDER üyelerini sektör adına tebrik ettiklerini ve başarılarının devamını dilediklerini aktaran Reha Gür, plastik sanayisinden İSO 500 listesine giren firma sayısının daha yüksek olduğu yıllar bulunduğunu hatırlatarak, “Plastik sektörümüz, Avrupa’nın ikinci, dünyanın ise yedinci büyük üretim kapasitesine sahip. Önümüzdeki engeller kaldırılır, ülkemiz sanayileşmeye daha fazla odaklanırsa çok sayıda firmamız çok rahat bir şekilde bu listeye girebilir” dedi.

Türkiye plastik sektöründe -çok büyük bir kısmının KOBİ niteliğinde- PAGDER kayıtlarına göre 6400, TOBB ve diğer bazı kaynaklara göre ise 10 bin dolayında firmanın üretim yaptığını kaydeden Reha Gür, “İSO 500 listesine bakınca, genel olarak imalat sanayimizin zorlandığını görüyoruz. Listenin son sırasındaki firmanın yıllık üretimden satışlarının 213.3 milyon TL düzeyinde olması, sadece plastik değil, bütün üretim-sanayi sektörüne ilgi gösterilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Plastik sektörü de imalat sanayisinin diğer sektörlerinden farklı değil. Plastik, diğer bütün imalat sanayisi mamullerinde girdilerden biridir. Sektörümüzdeki firmaların daha büyümesi ve böylece ölçek ekonomisi yoluyla sert rekabette öne çıkması, katma değeri yüksek ürünlere geçişin öncelikler arasında olduğu ortada” dedi.

Türkiye plastik sektörünün hammaddede yerli üretim kısıtlılığı nedeniyle zorunlu olarak ithalat bağımlısı olmasına dikkat çeken Reha Gür, bu önemli faktöre rağmen plastik sektörünün plastik mamullerde 2014 yılında tutar bazında iç tüketimin yüzde 91’ini karşıladığı gibi, 1.9 milyar dolar da dış ticaret fazlası verdiğini; üretiminin yüzde 14’ünü de ihraç ettiğini hatırlattı. Gür, “Üstelik bunu, sektöre yönelik ön yargıların bulunduğu, hammadde ithalatındaki bazı maliyet artırıcı unsurlara rağmen küresel rekabet ortamında yaptı. Demek ki; üreticimizin önü açılırsa çok ağır şartlarda ve ‘Cent’ düzeyinde rekabetin yaşandığı küresel piyasada daha iyi yerlere gelebiliriz. Türkiye plastik sektörü bu ilgiyi hak ediyor” dedi.