İntegral Menkul Değerler Araştırma Müdürü Egemen Candır’ın son değerlendirmesi..
Dün gerçekleşen Avrupa Merkez Bankası (AMB) toplantısı öncesi Türkiye piyasalarında, AMB’nin parasal genişleme potansiyelinin Türkiye’ye para girişini artıracağı beklentileri yoğun bulunmaktaydı. Özellikle Avrupa’nın kombine bir paket yapabileceği beklentileri ve bu paket içerisindeki değişik para politikası araçlarından Avrupa bankalarının eline 1 trilyon Euro’nun üzerinde nakit geçebileceği düşüncesi, BIST 100 Endeksi’ni de özellikle Mayıs başından bu yana desteklemiş görünmekte. Diğer taraftan, dün gerçekleşen toplantının detaylarına bakıldığında, Avrupa bankalarına verilen paranın veriliş şekli ve koşulları henüz bu likidite artışının ciddi oranlarda olmayabileceğine ve dolayısı ile Türkiye’ye sıcak para girişinin ciddi oranlarda olmayabileceğine işaret etmekte.
ECB kararlarını ve Türkiye’ye etkisini özetlemek gerekirse:
Full Allotment: Bu karar, AMB’nin faizlerin öngörülebilirliği ile ilgili bir zaman belirlemesi ile ilgili. Full Allotment tarihinin 2015 ortasından “en azından” Aralık 2016′ya uzatılması Avrupa’da faizlerin uzun süre düşük kalacağına ve Fed’in düşündüğü üzere artışa gidilmeyeceğine işaret. Diğer taraftan, Avrupa’da faizler zaten düşüktü, zaten uzun süre düşük kalması bekleniyordu ve zaten yükseltmeye elverişli herhangi bir konumu yok Avrupa ekonomisinin. Kısacası bu hem Avrupa için hem Türkiye için etkisiz eleman.
Sterilizasyon: AMB, daha önce “SMP” olarak adlandırdığı program ile parasal genişlemeye gitmişti, bir yandan da piyasadan para çekiyordu. 2010′da başlayan alımların yanında, bilançodaki tahviller kadar haftalık olarak piyasadan para çekilmesine sterilizasyon diyoruz. Dünkü kararlar ile bu para çekilme işlemi durduruluyor ve ECB’nin bilançosundaki tahvillerin daha önce yarattığı likidite piyasada kalıyor. Bir nevi parasal genişleme sayılabilecek bu uygulamada, 165 milyar Euro civarında bir rakamdan bahsediyoruz. Diğer taraftan, ECB’nin bilançosundaki bu tahvillerin bir kısmı itfa olacak ve diğer merkez bankalarının yaptığı parasal genişlemenin çok altında bir rakam durumunda bu sterilizasyon.
Avrupa Merkez Bankası, 2014 başından bu yana, haftada 3 ile 5 milyar Euro arası piyasadan para çekmekteydi. Eğer Türkiye’ye bir akış olacaksa bu likiditeden gelecek gibi görünüyor. Diğer taraftan, bankaların bu likiditeyi mevcut LTRO geri ödemeleri için de kullanabilecekleri ve/veya Türkiye dışında Avrupa tahvillerine de yatırabileceklerini söyleyebiliriz. Dünkü kararlar sonrası Fransa tahvillerinin faizlerinde yüzde 3′ün üzerinde, İtalya’nın yüzde 2′nin üzerinde düşüş olması, hem LTRO hem sterilizasyon beklentisi ile bu tahvillere talep artışına işaret etmekte. Yine de, Türkiye’ye talep durumu yok demek doğru olmaz. Türk tahvillerinin ve BIST 100′ün bu haftalık 3 milyar rahatlamadan pay alma ihtimali bulunsa da, Türkiye’ye girebilecek rakamların, özellikle BIST 100′ün pahalılığı düşünüldüğünde, sınırlı kalabileceğini bekleyebiliriz.
Hedefli LTRO (TLTRO): Türkiye piyasalarının AMB kararlarından az faydalanabileceği uygulama ise AMB’nin en çok para harcayacağı uygulama durumunda. Eylül ve Aralık olmak üzere iki parçada 400 milyar Euro’luk bir ucuz fonlama, Avrupa bankalarına düşük faizler ile verilecek. Buraya kadar her şey güzel, yalnız koşullara gelince işin tadı kaçıyor. Bu para, bankaların finansal olmayan kredi hacminin yüzde 7′si kadar verilecek ve bu kredi hacmine konut kredileri dahil değil. Türkiye için en önemli taraf ise, bu verilen paranın kredilere harcanması konusunda AMB proaktif kontrol yapacak. Diğer bir deyişle, AMB, bu paranın kredilere harcandığını görmek adına bilanço kontrolüne kadar gitmeyi düşünüyor. Bu koşullarda, Türkiye’ye buradan para akışı zor görünmekte.
Gerçek Parasal Genişleme (ABS) Planları
Avrupa Merkez Bankası, bu toplantısında, Varlığa Dayalı Enstrümanlarda (Asset Backed Securities, ABS) alım yapma planlarını hızlandırdığını açıkladı. Basit ve transparan bir şekilde, Avrupa’nın finansal olmayan varlıklarına dayalı enstrümanlarında (tahvillerde) alım yapmayı planladığını belirten AMB’nin bu planının daha zamanı bulunmakta. Nitekim ne zaman olacağı sorulduğunda Draghi’den klasik bir yorum aldık: “İhtiyaç görülürse”. AMB’nin bu konuda çalışmaları “hızlandırması” olumlu olsa da, bu toplantıda başladığı TLTRO uygulamasının ilk iki ayağının 2015′e sarktığı, Mart 2015 ve Haziran 2016′da ek TLTRO uygulaması yapacağı ve TLTRO uygulamasının itfa tarihinin Eylül 2018 olduğu düşünülürse, AMB’nin o kadar da acelesi olmadığı anlaşılabilir. Türkiye’ye bu uygulamadan dolayı “yağacak” bir para ancak 2015′te yağmaya başlayabilir gibi görünüyor.