Premier müşterilerine birikim yönetimindeki uzmanlığıyla hizmet sunan HSBC Türkiye, bu kapsamda hayata geçirdiği ‘HSBC Premier Ekonomi Sohbetleri’ etkinliğini bu yıl ikinci kez Ankara’da gerçekleştirdi. Premier müşterilerine özel düzenlenen seminerde, HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel, HSBC Türkiye Hazine Direktörü Fatih Keresteci ve HSBC Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy ekonominin gündemi ve finansal piyasalara ilgili değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı.
Aksel: Küresel para politikaları, Türkiye ekonomisini destekleyecek
HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel, konuşmasında şunları dile getirdi: “Küresel ekonomilerin 2016 yılına girerken kırılgan bir denge üzerinde durduğuna ve ekonomilerde toparlamanın yavaş ve kademeli olacağına dair görüşümüzü koruyoruz. Bu kırılgan dengenin sonucu olarak, emtia fiyatlarının mevcut düşük seviyelerinde uzunca bir süre kalmasını ve Amerikan Merkez Bankası’ndan gelecek faiz artırımlarının yavaş ve düşük olmasını bekliyoruz. 2016, başta Avrupa bölgesi olmak üzere Türkiye’nin ana ihracat pazarlarında ekonomilerin toparlanma eğilimine girdiği, petrol fiyatlarının düşük kaldığı ve Fed faiz artırımlarının yavaş ve kademeli olarak gerçekleştiği bir yıl olacak. Avrupa ve Çin merkez bankalarının destekleyici politikalara devam ettiği bu küresel senaryo, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisi ve mali piyasaları için oldukça pozitif bir ortam yaratacak. Genel seçimler sonrası ekonomi odağı yüksek olan bir kabine kurulması ile birlikte son dönemde makro ekonomik göstergelerde gözlemlenen toparlanmanın, TCMB’nin ihtiyatlı politikalarına devam etmesi koşuluyla önümüzdeki dönemde de devam etmesini bekliyoruz.”
Keresteci: Türkiye mali piyasalarında önemli bir getiri potansiyeli mevcut
HSBC Türkiye Hazine Direktörü Fatih Keresteci ise “Amerikan Merkez Bankası’nın artık faiz artırım tarihi değil, sonrasında nasıl bir süreç izleyeceği önemli. Yapılan açıklamalar ve verilen sinyaller Fed’in faiz artırımlarının oldukça kademeli ve kaplumbağa adımları ile olacağını gösteriyor. Bu, gelişmekte olan ekonomiler üzerinde son iki yıldır var olan satış baskısını hafifletip, koşullara göre iyimser bir düzeltme yapmasına dahi yardımcı olabilir. Siyasi ortamdaki normalleşmenin ekonomi, sosyal hayat ve hukuki alana da yansıması durumunda Türkiye mali piyasalarında önemli bir getiri potansiyeli olduğu kanaatindeyiz. Türk Lirası ve Türk Lirası cinsinden tüm yatırım araçları 2015 yılında oldukça olumsuz bir performans kaydetti. 2016’da hem gelişmekte olan ekonomilere ilişkin görünümün olumsuz olmayacağına dair beklentimiz, hem de Türkiye’de seçim sürecinin geride kalmış olması ‘temkinli iyimser’ bir bakış açısı yaratmamıza yardımcı oluyor” değerlendirmesini yaptı.
Aksoy: Türkiye piyasalarında iç dinamikler belirleyici olacak
HSBC Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy da şunları söyledi: “Seçimlerden tek parti iktidarının çıkması piyasalar açısından çok önemli bir yurtiçi belirsizliği ortadan kaldırmış oldu. Küresel çapta ise Fed’in Aralık’ta faiz artırma ihtimalinin artık 2 yıllık ABD tahvil faizlerinde ve Fed fon vadeli kontratlarında da fiyatlanması olası bir faiz artışının piyasalarda olumsuz etkisinin sınırlı olabileceğini gösteriyor. 28 Ekim’deki Federal Açık Piyasa Komitesi toplantısına dair tutanaklar kademeli faiz artışı mesajı ile yatırımcıları kısmen rahatlatmış görünüyor. Fed’in kademeli faiz artışı mesajına rağmen Türkiye’nin iç dinamikleri yurtiçi piyasaların seyri açısından önemli olacak. Önümüzdeki dönemde, yeni ekonomi yönetiminin TCMB bağımsızlığına dair söylemi ve yeni hükümetin Türkiye’nin rekabetçiliğini artırmak için daha önce belirlenen yapısal reform değişikliklerini hayata geçirip geçirmemesi, lira ve lira cinsi varlıkların seyri açısından önemli olacak. Genel seçimle belirsizliğin sona ermesi ve Fed’in kademeli faiz artışı mesajı ile lira ve lira cinsi varlıklar için pozitif görüşümüzü koruyoruz.”
Daha önce Bursa, Isparta, Antalya, Eskişehir, İstanbul ve İzmir’de düzenlenen seminerler ile HSBC Premier müşterilerinin birikim yönetimi konusunda farkındalıklarını artırarak bireysel ekonomilerinin desteklenmesi hedefleniyor. Seminerler kapsamında katılımcılara Türkiye’de ve küresel piyasalarda yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmeler de aktarılıyor.