ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası döneminde verdiği taahhüdü hayata geçirerek, Paris İklim Anlaşması’ndan ülkesinin çekileceğini açıklaması tüm dünyada yankılanırken, uzmanlar ABD’nin bu kararının AB içerisinde ayrılıkçı kanat olmak üzere diğer ülkeleri de tetiklese de Türkiye’nin mevcut pozisyonunu koruyacağı görüşünde.
Enerji Ekonomisi Derneği (EED) Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Paris Anlaşması’nın iklim değişikliği ile mücadelede bugüne kadar atılmış en önemli küresel adımlardan biri olduğunu belirterek, ABD gibi bir ülkenin anlaşmadan çekilmesinin hem iklime hem de dünya ekonomine önemli yansımaları olabileceğini açıkladı.
“AB içerisindeki muhalifleri yüreklendirecek”
İklim değişikliğine karşı uluslararası koalisyonda başı çeken AB içerisinde özellikle Doğu Avrupa ülkelerinden Paris Anlaşması’na karşı sessiz bir tepki olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, şunları kaydetti:
“ABD’nin kararı AB içerisindeki muhalifleri yüreklendirecek ve görüş ayrılıklarını derinleştirebilecek bir gelişme. Bu gelişme karşısında uluslararası toplum bir önlem alınmazsa ve başka çekilmeler gelmeye başlarsa küresel ısınmaya karşı onlarca yıldır yürütülen mücadeleye önemli bir darbe vuracak. Oysa bu mücadele sürdürülmezse, yani küresel ısınma önlenemezse dünya genelinde iklim değişikliğine adaptasyon için bizden sonraki nesillerin çok daha fazla harcama yapması gerekecek. Diğer bir deyişle çekilme için ortaya konulan ekonomik gerekçeler uzun vadede geçerliliğini yitirmekte, bugünün kazancı yarın kat kat fazlasıyla ekonomik kayba yol açmakta. Ancak son sözü söyleyen siyasi otorite ve maalesef siyasi kararlarda kısa vadeli çıkarlar öncelikli olabiliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi başka ülkeler için örnek teşkil eder ve devamı çorap söküğü gibi gelebilir.”
“Türkiye pozisyonunu koruyacak”
Trump yönetiminin aldığı bu kararın Türkiye’nin anlaşmada taahhüt ettiği ulusal katkı beyanına etkisini de değerlendiren Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Bence ABD’nin kararı bizi etkilemez çünkü bizim ulusal katkı beyanımızda yer alan yüzde 21’lik azaltım hedefimiz referans senaryosuna göre azaltım. Yani emisyon artışına izin veriyor ve bilimsel modellere dayalı sağlam bir temeli var. Tüm senaryolar çalışıldı ve ekonomik etkileri minimize olacak şekilde hesaplandı. ABD bu konuda başkalarına örnek teşkil etse bile sınırlı kalır ve bize de örnek olmaz. Türkiye AB geneli pozisyonunu koruduğu sürece kendi pozisyonunu koruyacaktır.” ifadesini kullandı.
