Son yıllarda giderek daha çok konuştuğumuz konular oldu, Girişimcilik, AR-GE, inovasyon.
Zaman zaman bunlarla geçişli ve ilintili olarak Marka ve Teknokentleri de konuşuyoruz. Her 2-3 ayda bir Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde panellere katılıyoruz, konuşmacıları dinliyoruz. Sadece Internetin, sosyal medyanın ortaya çıkması ile değil sektörel dergi ve televizyon yayıncılığının gelişmesi ile de bu konular yumak gibi büyümeye ve karşımıza çıkmaya devam ediyor. Hatta hala bu konuda büyük boşluk olduğu da bir gerçek. Elbette bu yayınlara ilgi duyacak, içerik üretecek isimlerin emek vermesi gerek.
Ülkemiz insanları gerçekten Girişimci ve üretken..Evet panellerde, tv programlarında konuşulduğu üzere yüksek nitelikli ürün ve katma değerli teknolojide sorunları var ancak bence ulkemızde başka bir problemle, başka bir algı eksiği ile karşı karşıyayız. Sanki göz ardı edilen bir konu… Hazır mıyız emin değilim. Belki sorularla ışık tutmak gerek “Uluslararası PR için hazır mıyız?” başlığımıza atfen:
” Yüksek nıtelikli ürün ve katma değerli teknolojiye geçince bunları iyi lanse edebilecek insanımız var mı?
Firmalarımız bu bilince hazır mı?
Yerelde PR kavramını ne kadar içselleştirebildik?
Firmaların kurumsal iletişim yöneticileri ne kadar eğitimli?
IK Yöneticileri bu yeni trende ne kadar hakim ve alımı yönetebilecek mi?
Ülkemizin sanayi bölgeleri / odaları, kümeleşmeleri, ihracata yönelik kamu birimleri, ihracatçı birlikleri buna hazır mı?
Gazetecilik, iletişim mezunları bu duruma hazır mı?
Yoksa yurtdışında marka satın alıp kestirmeden o marka/firmanın var olan PR Gücüne mi sahip olmayı yeğleyeceğiz?
Girişimcimiz kendi ürünlerini fuarlarda iyi tanıtıyor. Ateşelerimiz vasıtası ile güzel bağlantılar yakalıyor. Yerel firmalarla kontakt kurmada, işbirliklerini geliştirmede fena değiliz. Ancak yaptıklarımızı anlatamazsak 2023 ihracat hedeflerini yakalayamayacağımız gibi orta gelir tuzağından da çıkamayacağız…
Twitter @tolgaozek
