Türkiye özel sağlık sektörünün tıp alanındaki ‘tek bilim ödülü’ olma özelliğini taşıyan geleneksel ‘Bayındır Tıp Ödülleri’ 25 Kasım Pazartesi akşamı Ankara JW Marriott Hotel’de düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
Türkiye’nin öncü ve köklü kuruluşlarından Bayındır Sağlık Grubu’nun 14 yıldır bir gelenek haline getirdiği tıp ödülleri bu sene de her sene olduğu gibi hizmet, bilim, teşvik ve araştırma dallarında verildi.
İş Bankası iştiraki olan Bayındır Sağlık Grubu tarafından Türkiye Cumhuriyeti uyruklu tıp eğitimi almış bilim insanlarının tıp alanındaki seçkin araştırma, çalışma ve hizmetlerini kamuoyuna duyurmak ve bilimsel çalışmalarını teşvik etmek amacıyla düzenlenen ödüller, hizmet, bilim, teşvik ve araştırma desteği olmak üzere dört dalda veriliyor.
Bayındır 14. Tıp Ödülleri Töreni’nde, ‘’Hizmet Ödülü’’; Türkiye’de modern anlamda romatoloji dalının gelişmesine, Behçet Hastalığı, bağ dokusu hastalıkları, vaskülit, klinik araştırma metodolojisi alanında yaptığı bilimsel çalışmalar ve tıp eğitime olan üst düzey katkıları nedeniyle Prof. Dr. Hasan Yazıcı’ya verildi. Yazıcı’ya ödülü Bayındır Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Rıza İhsan Kutlusoy tarafından verildi.
‘’Bilim Ödülü’’ ise özellikle kafa travmalarına bağlı nöroendokrin değişiklikler ve üreme endokrinolojisi alanlarında yaptığı, uluslararası literatürde üstün düzeyde ilgi bulan modern bilimsel çalışmalar nedeniyle Prof. Dr. Hasan Fahrettin Keleştemur’a Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Doğan Sarban tarafından takdim edildi.
Bayındır Sağlık Grubu 14. Tıp Ödülleri ‘’Teşvik Ödülü’’ bu yıl iki ayrı bilim insanına verildi.
Koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon ve doğumsal kalp hastalıkları konularında yaptığı klinik çalışmalarla ilgili Tıp Literatürü’nde önemli yer tutan bilimsel yayınları ve bu alanlarda yaptığı çok sayıda başarılı invazif uygulamaları nedeniyle Doç. Dr. Mehmet Güngör Kaya ile nörobilim alanında yaptığı çalışmalar ve özellikle “Kortikal Yayılan Depresyonun Tetiklediği Trigeminal Aktivasyonunun Moleküler Yolakları” başlıklı araştırmasının, Türkiye’den yapılan ilk yayın olarak, Tıp Literatürü’nde çok önemli yeri olan Sience dergisinde, 2013 yılında, yer alması nedeniyle Yrd. Doç. Dr. Hülya Karataş Kurşun teşvik dalında Bayındır Sağlık Grubu 14. Tıp Ödülü’ne layık görüldü.
Doç. Dr. Mehmet Güngör Kaya yurtdışında olduğu için törene katılamazken Yrd. Doç. Dr. Hülya Karataş Kurşun’a ödülünü Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdür Yardımcısı ve Bayındır Sağlık Grubu Tıbbi Direktörü Doç. Dr. Yaman Zorlutuna tarafından takdim edildi.
Bayındır Ödülleri’nin ‘’Araştırma Ödülü’’ ise bu yıl proje yöneticisi olduğu; Yrd. Doç. Dr. Tuba Kara, Yrd. Doç. Dr. Rabia Bozdoğan Arpacı, Dr. Didar Gürsoy, Prof. Dr. Ali Arıcan, Prof. Dr. Şakir Ünal ve Arş. Gör. Didem Derici’den oluşan ekip tarafından gerçekleştirilmesi planlanan “Malign Melanom Hastalarının Hedefe Yönelik Tedavilere Uygunluğunun Belirlenmesi İçin Primer ve Metastatik Tümör Odaklarında NRAS, Kodon 61, BRAF Kodon 600 ve KIT Ekzon 9, 11, 13 ve 17’de Saptanan Mutasyon Profillerinin Karşılaştırılması” başlıklı Proje Araştırma Desteği Dalında Doç. Dr. Ebru Serinöz Linke’ye verildi. Linke’ye ödülünü Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdür Yardımcısı Erdem İnan verdi.
‘1996’dan beri tıbbı ve bilimi destekliyoruz’
Bayındır Sağlık Grubu Genel Müdürü Doğan Sarban, törende yaptığı konuşmada ödüllerin 1996 yılından bu yana verildiğini dile getirerek, “Ödüller, sağlık ve tıp alanındaki bilimsel gelişmeye katkıda bulunmak amacıyla veriliyor. Bilim insanlarımızın çalışmalarını sürdürürken en iyiye ve en güzele ulaşma çabası içinde olduklarını ve özellikle tıp alanında yapılan her çalışmanın ve sağlanan her gelişmenin daha uzun ve daha kaliteli yaşamın yapı taşlarını oluşturduğunu biliyoruz. Bu düşünceyle, değerlendirilmek üzere kurumumuza gönderilsin veya gönderilmesin her çalışma ve bu yolda harcanan emek için kurumumuza gönderen herkese teşekkürü borç biliyorum’’ dedi.
Doğan Sarban yaptığı konuşmada ayrıca şunları söyledi:
“Grubumuzun Söğütözü Hastanemizle başlayan yolculuğu birkaç ay sonra 22. yılını dolduracak. Bu yolculuğun bugün geldiği nokta, 3 hastane, 1 tıp merkezi, 5 diş kliniği, 1 eğitim ve yaşlı bakım merkezi. Ve bu merkezlerde insan sağlığının hizmetinde, bu hizmetin kutsiyetinin sonuna kadar farkında 1750 gönül işçisi.
Bayındır Sağlık Grubu, 22 yıllık yolculuğunun 4. Yılında, tıp alanında bilimsel çalışmaları ve uzun soluklu hizmetleri ile insan sağlığına katkıda bulunan bilim insanlarının çaba ve başarılarına küçük bir teşekkür olarak yorumlanması gereken ‘tıp ödülleri geleneğini’ başlattı. O günden buyana, emek ve katkılarını şükranla karşıladığımız değerli jüri üyeleri, ‘Hizmet’, ‘Bilim’, ‘Teşvik’ ve ‘Araştırma Desteği’ alanlarında seçkin çalışmaları 14 kere değerlendirdiler.
Ancak bu konuda bir konuşma hazırlarken, zihnimin bir yerlerinde konuşma baloncukları şeklinde varlığını sürdüren sağlığın bilimsel, etik ve kalite parametrelerine ilişkin kimi tereddüt ve kaygılarımı paylaşmadan edemeyeceğimi gördüm. Bunlar, yaşanan gelişmeleri olumsuzlamak adına değil, daha iyiye ulaşmak adına düşündüklerim ve hissettiklerimdir. Tıbbi bilimsel çalışmaları teşvik edici bu tür etkinliklerin yıllar içinde artmaması ve hatta azalması, bundan daha da önemlisi, sürdürülmeye çalışılan bu tür organizasyonlarda değerlendirme komitelerinin önüne her yıl biraz daha az bilimsel çalışma gelmesi, giderek azalan bilimsel çalışmaya mı işaret etmektedir? Ben bu sorunun yanıtını verebilecek durumda değilim. Ancak şunu söyleyebilirim, eğer bu sorunun yanıtı evet ise, giderek yaşlanan, obezite ve diyabet sayıları hızla artan toplumumuzun net ve tek yanlı sağlık tüketicisi olması ve sağlıkta dışa bağımlılığın artması olasılığı yükselecektir.
Son yıllarda sağlık hizmetine ulaşma konusunda çok önemli gelişmeler sağlandı. Artık çabalarımızı ve dikkatimizi daha nitelikli ve daha kaliteli sağlık hizmetini nasıl üretebileceğimiz konusuna çevirmeliyiz. Başka birçok şeyin yanı sıra, özel sektör girişimlerindeki ticari kaygıyı, üniversite hastanelerindeki sürdürülebilirlik kaygılarını makul seviyelere indirmenin yollarını bulmalıyız. Bu yolda, nüfusunu aşan sayıda acilden müracaatın nedenleri üzerinde durmalıyız.”