Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği ‘nin kongresi 2-3 Kasım tarihlerinde JW Marriott’ta gerçekleşti. Kongrenin 2. günü Rüzgar enerjisinde YEKA’lar ve yerlileşme konulu oturum ile gerçekleşti. Dr. Oğuz Can, YEKA ‘nın mevcut rüzgar enerjisi ihalelerinin önünü kesmediğini, yatırım maliyetlerinin düşeceğini ve cansuyu olarak niteledikleri YEKA’nın çok uluslu teknoloji şirketlerinin Türkiye’de kendi maliyetlerini daha iyi hale getirebilecekleri anlamlı bir faaliyet olarak baktıklarını kaydetti. Bu çalışmanın kule ve kanattaki başarının başka hangi alanlarda geliştireceklerini tayin edeceğini söyledi.
“Yerlileşelim derken ihalelere giremez olmayalım”
Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Dr. Oğuz Can ‘ın moderatörlüğünü gerçekleştirdiği oturumda Borusan Yöneticisi Mehmet Betil, yerli marka mı süreli yerli işbirlikleri mi düşünüyoruz buna karar verilmesi gerektiğini, rüzgar enerjisi kapasitesinin yerli üretim için yeterli olup olmadığının incelenmesinin ve yan sanayinin hazır olup olmadığının tespitinin önemli olduğunu belirtti. 2023 hedeflerine ulaşmak için yılda 2.9 milyar dolar yatırıma ihtiyaç duyan bir ülke / sektörün yan sanayisinin ne durumda olduğunu sorgulamak gerektiğini vurgulayan Betil, Avrupa Birliği’nde ciddi fırsatlar bulunduğunu, TR’nin 7 katı bir pazar olan AB’de kalıcı oyuncuların durumunun iyi analiz edilmesinin önemli olduğunu, paylaştı.
Betil’e göre, özgün bir yerli üründen bahsediyorsak ODTÜ’deki RÜZGEM gibi laboratuvarlarımız olmalı ve bunlar International Electrotechnical Commission standartlarına uygun çalışmalı, akreditasyon verebilir olmalı. Konuşmasında Türkiye’nin otomotiv endüstrisi seyrini örnekleyen Betil, Türkiye’nin bu alandaki seyrinin rüzgar enerjisi sektörü için örnek olabileceğini belirten Borusan Yöneticisi Mehmet Betil, YEKA dışındaki ihalelerdeki yerlilik oranında oyuncu çeşitliliği ekipman açısından yok olacağa benzediğini söyledi.
“Sürdürülebilirlik Önemli”
Enercon Türkiye Yönetici Direktörü Arif Günyar, Cansuyu olarak tabir edilen YEKA’nın iyi bir fikir olsa da doğru lisanslama mekanizmaları ile belirli bir MW’ye kadar belirli teşvikler gibi bir sistemin getirilmesinin önemli olduğunu vurguladı.
“Aynı üretim derinliliğine sahip olduğumuz her üretim için yerlilik ibrazı ile zaman kaybediyoruz” diye konuşan Günyar, YEKA için konsorsiyum sisteminin daha iyi olacağını düşündüklerini kaydetti. 2005’te yenilenebilir enerji kanunun çıktığını, buna karşın 2002’de kanat fabrikası açtıklarını ifade eden Günyar, AR-GE mi üretim mi tercihinde diktede bulunulmaması gerektiğini vurguladı.
“Farklı ülkelerin deneyimlerinden faydalanmalıyız”
Vestas Türkiye Genel Müdürü Olcayto Yiğit, İspanya’da yerlililik şartı olmadığını ancak iletim operatörü ile endüstri arasında işbirliği gibi pek çok önemli avantajın olduğunu, Bask bölgesinde teşvikler vererek yerlileştirme sağlandığını, istihdamın yarısının üretim, yarısının ulaşım vb alanlarda yer aldığını, endüstrinin bekleme toleransının 1 yıl olduğunu kaydetti. Yiğit’in aktardığına göre Danimarka’da yerlileşme bulunmuyor ancak AR-GE ve üretim destekleri verilmiş durumda. Bu sektöre verdiği önem süresi itibari ile bize benzeyen Brezilya, yerlileştirmede sıkı kurallar getirildiğinde fiyatın artışları yaşıyor.
“Finansmanın sektörde pek konuşulmuyor” diyen Olcayto Yiğit, finanse edemediğimiz yerli malının elde kalması riski bulunduğunu, yerli destek kalktığı noktada bütün yatırımcıların ithal kule / kanat isteyebileceğini ve bunu finanse edebilecek bir yapının bulunmadığını belirtti. Olcayto Yiğit, sektörde finansla ilgili ihracat noktasında Türk Eximbank’ın kredi vermesi gerektiğini son olarak sözlerine ekledi.
“Arçelik örneğini model alabiliriz”
Arçelik’in yıllar önce Siemens ile ortak yaparak Türkiye’de üretim yapmaya başladığını ve bugün Avrupa’nın en çok beyaz eşya üreten ülkesi olduklarını, otomotivden farklı olarak beyaz eşya sektöründeki başarının rüzgar enerjisi sektöründe örnek alınabileceğini belirten EnerjiSA İş Geliştirme Direktörü İbrahim Erden, Brezilya’nın 20 sene alım garantisi verdiğini, Güney Afrika’nın yerelleşme ile Dünya ve Türkiye fiyatları ile kıyaslanamayacak derecede yüksek fiyat verdiğini, Çin’in 2009’dan sonra yabancıların rekabet edemeyecek bir ülke / sektör haline geldiğini vurguladı.
TUREB’in Deloitte ile birlikte hazırladığı Rüzgar Enerjisi ve Etkileşim Raporuna linkten erişebilirsiniz: